ZOR İNSANLAR
Duygusal zekaya sahiptirler.
Dediğim dedik derler, “görgüsüz olan bu tipler olanlara at gözlüğü ile bakarlar." Düşünce ve davranışları nedeniyle ilişki kurmakta zorlanılan, “geçimsiz” diyebileceğimiz insanlardır. Çıkarı için başkalarını kullanırlar, çıkarlarına zarar vermeye kalkanlara dünyayı zehir ederler.
İletişim kurmakta zorluk çekilen, fazla hırslı ve egoları yüksek ve hırslı olan insanlardır. Hırslarını iyi bir şekilde kullanırlarsa hem kendileri hem de çevreleri için iyi ve güzel işler yaparlar. Hırslarına yenik düşerlerse, hedeflerine ulaşmak için hem kendilerine, hem çevresine zarar verirler.
Zor insanlar bilgi, görgü ve tecrübe bakımından kendisinden daha zayıf ve boyun eğen kişilikleri çevresinde tutmaya çalışırlar. Fikirlerine değer verenler tarafından, övülmeyi severler, arkadan konuşan, başarılarının eleştirilmesini veya küçük düşürülmesini hiç sevmezler.
Zor insanlar, içine kapanık, diğer insanlarla sıkıntı ve dertlerin paylaşmayan, dinlemeyi bilmeyen sabit fikirli kişilerdir. Hedefine ulaşmak için kalpleri kırarlar, dökerler. En iyi yerlerde olmak, oturmak ve ''daha fazla para, mal, makam” kazanmaktan başka hiçbir şey düşünmezler.
Zor insanlar, kolayı zor eden, kendilerini beğenen, ilişki kurulması, vakit geçirilmesi zor, gösterişe düşkün ve inatçıdırlar. Hatayı hep başkalarında ararlar, hep benim dediğim doğru, hep ben haklıyım derler ve aldıkları karardan vazgeçmezler.
Hataları ile ilgili uyarıları dikkate alıp ne dinlerler, ne de vazgeçerler. Kin tutarlar, geçinilmesi zor insanlardır. Kendi isteklerine ulaşamadıkları zaman çabuk sinirlenirler. Çevresindeki insanların önceliklerini ikinci plana iterek onları incitirler.
Şüphecidirler, çevrelerinde bir şey ters gitmeye başladığında, tersliğin veya olumsuzluğun başkalarından kaynaklandığını düşünürler. Dengesizdirler, çevrelerinde olup bitenleri çarpıtarak algılarlar, sosyal ortamlarda sorun çıkarırlar ve aşırı duygusal tepkiler verirler.
İlişkilerini yapıcı olarak kullanmayı beceremezler. Kendilerini sevenleri, yol gösterenleri yıpratırlar. Haksız olduklarını bilseler de hep kendilerinin konuşma hakkının olduğunu düşünürler, karşısındakilere kendilerini anlatma hakkı vermezler.
Kendilerini becerikli ve her konunun uzmanı olarak görürler. Fikirlerinin doğruluğuna güvenerek olur olmadık yerde ve zamanda etrafındakilere doğru yanlış demeden övünerek anlatırlar. Sadece kendi yararlarına sonuçlanan işlerle ilgilenirler.
Başkalarının farklı görüşlerini dikkate almayan, kendilerini özel ve vazgeçilmez birisi olarak gören bir karaktere sahiptir. Bu nedenle etrafındaki diğer insanları küçük düşürme çabalarını, o kişi ile yalnızken değil, çok kişinin tanıklık edebileceği yerlerde sergiler.
Söyleyeceklerini uygun bir dille söylemezler. Gerçeği kendi çıkarlarına göre şekillendirirler.