YILMADAN ÇALIŞMAK
Tokat'ın Reşadiye ilçesinin bir köyünde, daha 10 yaşını bile doldurmamış bir çocukken babası tarafından evlatlıktan reddedilir. Aynı gaddar babası, annesiyle de yollarını ayırıp onu birkaç keçiyle birlikte bir çobana verir.
Hem koyun güdüp hem de Çoban Celal amcadan okuma yazma öğrenince, yıllarca onlara zulüm eden babasından intikam almak için Ankara'ya silah almaya gider. Üstelik biletini de annesi alır. Fakat 11 yaşındaki bir çocuğa kimse iş vermez. 3 gün hiçbir şey yemeden sokakta kalır.
Daha sonra Ulus'ta çakmak satarak günde 75 kuruş kazanmaya başlayınca gidip bir ciğerci ile anlaşır ve günde bir öğün ciğer yiyerek hayatta kalır. Sıhhiye'de bir tuvalette yatıp kalkar.
Anne tarafından kalan tarla 2'ye bölünmesin diye karşısına çıkan abisi onu zehirlemeye çalışır, fakat durumu fark edip kurtulur. O günden sonra silah almaktan vazgeçip tüm bağını koparıp İstanbul'a gider.
Bir meyhanede komi ve bulaşıkçı olarak çalışmaya başlayınca biriktirdiği parayla bir kömürlük kiralar ve orada yatar. Aynı zamanda emekli bir albaydan çok ucuza haftada 1 kez İngilizce dersi alır.
Bilet için parası yetince İngiltere'ye gider ve iş bulduğu kebapçının bodrumunda kalır. Tuvalette yıkanır fakat asla pes etmez. Peki sonra ne mi olur? Aradan yıllar geçer ve yükseldiği o kebapçıdan çıkıp, bir lokanta açar.
Yılmadan çalışır ve bugün Londra'da önünde kuyruklar oluşan "Sofra" ismindeki restoran zincirini kurar. Eskiden çalıştığı lokantayı satın alır ve yemeklerini İngiltere Kraliyet ailesine sunan ünlü biri haline gelir. Yardımseverdir, kimsesiz çocuklara yardım eder.