Yazımızın başlığından da anlaşılacağı gibi evet Bugün Dünya Kan Bağışçıları Günü, Verilen 1 kan bağışının 3 Can Kurtardığını ve 1 Fidana Hayat verdiğini belirtmek isterim. Dünya Sağlık Örgütü, 2005’te 14 Haziran’ı, ‘Dünya Gönüllü Kan Bağışçılar Günü’ olarak ilan etti.
14 Haziran, ABO kan grubu sistemini bulan Nobel ödülü sahibi bilim insanı Karl Landsteiner’ın doğum günü olması sebebiyle her yıl tüm dünyada “dünya gönüllü kan bağışçıları günü” olarak kutlanmaktadır. Amacı, ihtiyaç sahipleri için kan veren gönüllü kan bağışçılarını kutlamak ve gönüllü güvenli kan ihtiyacına toplumun dikkatini çekmektir.
Türk Kızılay’ı kan hizmetleri konusunda sadece ülkemizde değil, tüm dünyada kan konusunda saygın bir kimlikle anılmasını sağlayıcı, her türlü alt yapı, eğitim, araştırma ve geliştirme çalışmalarını yaparak, bu kapsamda ulusal ve uluslararası ilişkileri geliştirmeyi vizyon edinmiştir.
Tüm Dünya’da kan bağışçılarına adanan bugün de Türk Kızılay’ı tarafından gönüllü ve düzenli kan bağışlayan kişilere teşekkür edilmekte, yaptıkları bağış sayısı doğrultusunda kan bağışçılarına madalya takdim edilmektedir.
Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü’nde kamuoyunda gönüllü kan bağışının öneminin pekiştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına ilişkin bilgilendirme yapılarak, kan bağışı konusunda davranış değişikliği ve kalıcı bilinç yaratılması amaçlanmaktadır.
Günde ortalama 10 bin ünite kan toplayan Türk Kızılay her yıl 14 Haziran’da çeşitli etkinliklerle kan bağışının önemine vurgu yapıyor demek isterdim ama bu konuya sonra girelim. Kan bağışçısına teknik anlamda Donör yani bağışlayan ismiyle hitap edilir.
Bu arada kan bağışlandığı gibi; Aferez yani Trombosit bağışlamak, Kök Hücre bağışlamak da aynı kurum ile iç içe gerçekleşir. Ülkemizde Resmi rakamlara göre Türkiye’de 3 bin civarında hasta akraba dışı kök hücre nakli için bekliyor.
Herkesi Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü nedeniyle Kök Hücre Bağışı için çağrısında bulunuyorum. Aferez (Trombosit) her 10 günde bir bağışlayarak Lösemi dahil binlerce beyaz kan hücresi ihtiyacı olan insana destek olabilirsiniz. Herkesi düzenli kan bağışlamaya davet ediyorum.
Fedakar bir jestle üç kişiye kadar yardım edebilirsiniz. Kan bağışı basittir, neredeyse herkes yapabilir. Bağış yapacağımız zaman ne olacağını biliyoruz: küçük bir anket dolduruyoruz, küçük bir röportaj yapıyoruz, hemoglobin testi yaptırıyoruz. Sonra uygun olursak, bağış için sedyeye gidiyoruz.
Pekala şimdi Bağışladığımız kana ne olacak? Kan transfüzyon merkezine ulaştıktan sonra yapılan ilk şey, onu içinden santrifüjleme işlemine tabi tutmaktır. Üç farklı bileşene ayrılır: kırmızı kan hücreleri, trombositler ve plazma. Düzgün bir şekilde ayrıldıktan sonra, her bileşen farklı işlemlerin bir sonraki aşamaya hazır hale geldiği farklı bir torbaya gider.
Bir sonraki aşama kan testi. Düzenlemelere göre birçok kan testi yapılmaktadır: kan grubu tayini, HIV testi, hepatit B ve C, sifiliz, hemoglobin, lökosit ve trombosit sayısı ve bazen olası hastalıkları saptamak için diğer test türleri. Eskiden bu bilgiler bağışçının evine bağış bilgilerinin yer aldığı bir mektupta gelirdi. Artık SMS yani kısa mesajla sonuçlar iletiliyor.
Testler doğru yapılmışsa ve kan transfüzyon için uygunsa, Kırmızı kan hücreleri en fazla 42 gün boyunca 6 ° C'de buzdolabında saklanır, plateletler oda sıcaklığında çalkalayıcılarda depolanır ve sadece beş gün sürer ve plazma donar ve bir yıla kadar saklanabilirler.
Gördüğünüz gibi kanın farklı bileşenleri nispeten kısa bir ömre sahiptir. Bu nedenle düzenli olarak bağış yapmanın öneminin farkında olmamız önemlidir. Bağışların en az üç ayda bir yapılması gerektiğini ve kadınların yalnızca üç defa bağışta bulunabileceğini ve erkeklerin yılda toplam dört kez bağışta bulunabileceklerini unutmayın.
Henüz kan bağışı yapmıyorsanız, bugün iyi bir gün olabilir. Kan bağışı herkese hayat veriyor!
Gel Gelelim Ülkemizin Ahvaline ve Davranış Kalıplarına;
Özellikle Yaz aylarında sahil kesimlerinde kan açığı sıkıntısı fazlalaşıyor. Kan bağışlamak konusunda sayıları 3 milyona yaklaşan bağışçıya rağmen gönüllülük işlevsel olarak henüz yerini bulamıyor ülkemizde. Daha çok kan ihtiyaç sahiplerinin yakınları için 5 ünite kan donörü getirin diyerek mecburi bir sistem üzerinden halkımız bağışta bulunuyor. Yani 3 milyon donörün kişi adı göstermeden bağımsız bir şekilde kan veren oranı milyonu bulmuyor. Kan vermeyi sevmek insanı sevmektir. İnsanı sevmek Doğayı, Canlıları kısaca Dünyayı ve onu Yaradanı sevmektir bilinciyle hareket etmek konusunda uzak gözüküyoruz.
Peki yöneticilerimizin durumları nasıl derseniz sadece bu konudan ele alırsak;
Kızılay Derneğinin bir üyesi ve 50 ve üzeri kan bağışlamış nadir donörlerden biri olarak keşke Kızılay Yetkililerinin de hizmetlerinin bir bu kadar nitelikli ve vefalı bir şekilde devam edebildiğini söyleyebilseydim.
Bağışçıların 3 yıldır biriken altın, gümüş ve bronz madalyaları için darphaneye halen talepte bulunmadıkları için 2 yılı pandemi nedeniyle bu yılı da nedensiz olarak tören düzenlenemiyor. Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık, Kan Hizmetleri müdürü Dr. Saim Kerman Basında şahsiyetleriyle gözükmekte ise de bugün onların değil kan bağışçısı donörlerin günü olmasına rağmen onlarla birlikte medya önünde olmamaları manidar gözüküyor.
Vefa duygusu ile bugün hatırlanmayan asli övünç sahiplerinin ne kadar müteessir olduğunu ifade etmek isterim. 2 yıldır pandemi nedeniyle yapılmayan madalya ve plaket törenini bu sene de yapmayıp hak sahiplerine dağıtmayarak gönüllü bağışçıları gücendirdiniz. Donör yani bağış sahiplerini onore etmeyi bırakın bir aranmayıp sadece sms kısa mesajı ile isimsiz bir şekilde anılması düşündürücü.
Devlet var olsun lakin böyle yöneticilik mantalitesi uzak olsun diyor tez zamanda hepsine tavırlarını gözden geçirmeleriyle birlikte yanlışlarından dönecek şekilde özür dilemelerini tetikleyecek ihsanlar temenni ediyorum. #RCRC #GrowingTogether #Kızılay154Yaşında İyilik demek #KIZILAY demek. #KanDostum #kizilay #iyilik #sağlık #sensizolmaz #kanver
Cihan FULSER
EMCC Accredited Coach & Mentor▪️
Yönetici▪️Danışman(İş Geliştirme, Marka, Satış ve Pazarlama)▪️
Kariyer, Yönetici, Yaşam Koçu {Gisar YUHAKO}