Yanlışa yanlış demeyerek göz yumanlar, yanlış yapana iyilik değil, kötülük yaparlar. İnsanlar arasındaki adaleti sağlamak için gerekli kuralları bozarlar. Güçlerini başkalarına kaptırmamak için, başkalarının haklarına saldırarak yaşarlar. “Kaş yapayım derken göz çıkarırlar.”
Yanlışa yanlış diyemeyenler, dilini, yüreğini ve beynini boş yere taşıyanlardır. Bunlar insan olmanın gereğini yerine getirmedikleri gibi, doğrunun içine yanlışı katarlar, yanlışın içinde de doğruyu ararlar. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışı ile yaşarlar.
Yanlışa yanlış diyemeyenler, aklı başında olmayanlardır. Bu insanlar gördükleri yanlışlıkları ya da hataları açığa çıkarmazlar ve eleştirmezler. Yapılan yanlışlıklara yanlış deyip düzeltilmesi için uyarmazlar. Sabit fikirli ve yanlışta direten insanlardır. Bunlar toplumda nefret duygusunun yayılmasına da sebep olurlar.
Yanlışa yanlış diyemeyenler, yanlış ve görme bozuklukları olan, eğri cetvel ile doğru çizgi çizmeye çalışan, çıkarı uğruna doğrulardan vazgeçenlerdir. Bu insanlar, savundukları yanlışların, doğruluktan daha fazla getirisi olduğu inancıyla yanlışa karşı çıkmazlar.
Yanlışı çıkarlarına hizmet ettiği için savunanlar, belli bir süre sonra yanlışlarla hemhal olur ve doğru gibi görürler. Bu tipler, içi boş gururları yüzünden aldandıklarını bir türlü kabul etmedikleri için, büyük bir yanılgı içinde akıl tutulmasıyla yaşarlar.
İnsanlar, menfaatlerine zarar geleceğini anladıkları zaman, zararı kovmak için işlerine geldiği gibi konuşurlar ve koştururlar. Yanlışa yanlış demeyip, yanlış yapanların yanında duranlar, bir ölçüde adil olmayan işlere destek vererek ortak olurlar.
Yanlışa yanlış diyemeyenler, kendilerine çıkar sağlayanların yanlışlıklarına ve baskılarına, aşlarını, işlerini, makam ve mevkilerini kaybetmemek için acı çekseler de karşı çıkmazlar.
Yanlışa yanlış diyemeyenler, önlerine gelen engelleri aşmak için ahlakî ölçüleri yok sayarlar. Nefsi istekleri doğrultusunda yaşadıkları için, gücü elinde bulunduranların yanlışlarını anlasalar da ısrarla aynı yanlışı savunmaya devam ederler. Hem kendilerinin hem de toplumun huzurunu bozarlar.
Yanlışa yanlış diyemeyenler, bu dünyayı batıran, sıradan insanlardır. Bunlar, yanlış yapma hakkını kendilerinde görür, haramı kendileri için helal sayarlar. Yasakları sadece kendilerinin çiğneyebileceğine inanırlar. İşlerine gelen yere yaslanırlar ve körü körüne taraf olurlar.
Cahiller, yanlışa yanlış demezler, haksızlıkları bilerek hak görürler. Bu insanlar gerçekler anlatıldığında, anlamazdan gelerek, gerçeklerin üzerini inatla örtmeye, yalanı başka bir yalanla kapatmaya çalışırlar. Dik duramazlar, yanlışlarından dönecek cesareti bulamazlar.
Dünyalık çıkarları için, yapılan yanlışlıkları gizleyenler, görmezden ve duymazdan gelenler gören kör, işiten sağır olarak hainlik yapmış olurlar. Bu insanlar yanlışı çeşitli oyun ve bahanelerle süsleyerek insanlara anlatarak onları yanlışlarına alet ederler…
T.C Bilal Gürer