TUTUMLU OLANLAR

Kara günler görmemek, zorlanarak yaşamamak için, hiçbir işten kaçmadan çalışarak kazandıklarını da dara düşmemek için tutumlu harcarlar. Güçlü olmak, sokakta kalmamak ve kimselere muhtaç olmadan, el açmadan yaşamak ve acınacak duruma düşmemek için gelirini hesaplı kullanırlar.

      Yarınlarının ne olacağını bilmediklerinden, yolda kalmamak için, gelirleri arttıkça artan gelirlerini daha iyi geçinmek ve rahat bir hayat sürmek için, çok kazanıyorum diye hayatının her alanında harcama yoluna gitmezler. Kazandıklarını dikkatli şekilde doğru yerlere, doğru zamanda harcarlar.

      Açgözlü ve elleri sıkı değildir. Sıkıntı çekerek sürekli para ve servet biriktirmezler. Her şey benim olsun, demezler. Kendilerine de topluma da zarar vermeden varlıklarını iyi yönetirler. Dağları aşmak için, elde etmek istediklerine bilinçli şekilde sahip olurlar.

      Sıkıntılı ve kötü günler yaşamamak için, para ve para eden değerli şeyler biriktirirler. Zor duruma düşmemek amacıyla, alacaklarını gerekli araştırmaları yaparak, en uygun ve en kaliteli olanlarından alırlar. İhtiyaç dışı olan şeyler için, gereksiz yere para harcamazlar.

      Yiyeceklerinden, içeceklerinden, eğlencelerinden, giyeceklerinden seyahatlerinden ve benzer şeyler için para harcamaktan kaçınmazlar. En değersiz şeyleri bile maddî ve manevî anlamda günün birinde lazım olur düşüncesiyle kullanmak üzere saklarlar.

      Elindekilerle yetinmeyi bilirler. Harcamalarını ve bütçelerini iyi yöneterek, kazandıklarıyla geleceğe dönük yatırımlar yaparlar. Ekonomik duraklamalardan, iş kayıplarından veya sağlık sorunlarından kaynaklanan riskli ve zor zamanlar yaşayabileceklerini düşünürler ve de bir kenara para ayırırlar.

      Dünyada da kendilerinde de bulunan maddî ve manevî kaynakların sonsuz olmadığını ve insan için değerli olanların sınırlı olduğunu bilirler ve bu kaynaklardan bir sonraki nesillerin de faydalanmasını sağlamak için bunların tasarruflu kullanılmasına çalışırlar.

      Paylaşmayı bilirler; malın, mülkün bir yere kadar önemli olduğunu düşünürler. Paranın ve malın mezara götürülemeyeceği gerçeğini bilirler. Zamanlarını boşa ve verimsiz geçirmezler, hiçbir aleti boş yere çalıştırmazlar ve hor kullanmazlar.

      Tüketim kültürünü bilirler; savurganlık yapmadan ve hayatlarını israf etmeden, ruhunun her zaman rahat ve huzurlu olması için çalışırlar. Zenginliklerin tamamını getiren ve kalıcı olmasını sağlayan planlamalarla, yarınlarını düşünerek bütçe yaparlar.

      Tutumlu insanlar, yaptıkları birikimlerle de geleceklerini garanti alına alırlar. Kazanmanın kolay olmadığını düşünerek; zor şartlar altında kazandıklarını, mallarını, paralarını başkalarıyla yarışa girip ölçüsüzce, bol bol harcayıp tüketmezler ve hesapsızca, düşüncesizce harcamalar yapmazlar.

      Tutumlu olanlar; düşenin dostunun ve elinden tutanın, selam verenlerinin ve ağladıklarında da gözyaşlarını silenlerin olmadığını bildikleri için, gereksiz yerlere harcama yapmazlar. Bunun için de kimseye minnet etmeden servetlerini iyi kullanırlar, sağlıklarını da koruyarak yaşarlar.

TUTUMLU OLANLAR

Kara günler görmemek, zorlanarak yaşamamak için, hiçbir işten kaçmadan çalışarak kazandıklarını da dara düşmemek için tutumlu harcarlar. Güçlü olmak, sokakta kalmamak ve kimselere muhtaç olmadan, el açmadan yaşamak ve acınacak duruma düşmemek için gelirini hesaplı kullanırlar.

      Yarınlarının ne olacağını bilmediklerinden, yolda kalmamak için, gelirleri arttıkça artan gelirlerini daha iyi geçinmek ve rahat bir hayat sürmek için, çok kazanıyorum diye hayatının her alanında harcama yoluna gitmezler. Kazandıklarını dikkatli şekilde doğru yerlere, doğru zamanda harcarlar.

      Açgözlü ve elleri sıkı değildir. Sıkıntı çekerek sürekli para ve servet biriktirmezler. Her şey benim olsun, demezler. Kendilerine de topluma da zarar vermeden varlıklarını iyi yönetirler. Dağları aşmak için, elde etmek istediklerine bilinçli şekilde sahip olurlar.

      Sıkıntılı ve kötü günler yaşamamak için, para ve para eden değerli şeyler biriktirirler. Zor duruma düşmemek amacıyla, alacaklarını gerekli araştırmaları yaparak, en uygun ve en kaliteli olanlarından alırlar. İhtiyaç dışı olan şeyler için, gereksiz yere para harcamazlar.

      Yiyeceklerinden, içeceklerinden, eğlencelerinden, giyeceklerinden seyahatlerinden ve benzer şeyler için para harcamaktan kaçınmazlar. En değersiz şeyleri bile maddî ve manevî anlamda günün birinde lazım olur düşüncesiyle kullanmak üzere saklarlar.

      Elindekilerle yetinmeyi bilirler. Harcamalarını ve bütçelerini iyi yöneterek, kazandıklarıyla geleceğe dönük yatırımlar yaparlar. Ekonomik duraklamalardan, iş kayıplarından veya sağlık sorunlarından kaynaklanan riskli ve zor zamanlar yaşayabileceklerini düşünürler ve de bir kenara para ayırırlar.

      Dünyada da kendilerinde de bulunan maddî ve manevî kaynakların sonsuz olmadığını ve insan için değerli olanların sınırlı olduğunu bilirler ve bu kaynaklardan bir sonraki nesillerin de faydalanmasını sağlamak için bunların tasarruflu kullanılmasına çalışırlar.

      Paylaşmayı bilirler; malın, mülkün bir yere kadar önemli olduğunu düşünürler. Paranın ve malın mezara götürülemeyeceği gerçeğini bilirler. Zamanlarını boşa ve verimsiz geçirmezler, hiçbir aleti boş yere çalıştırmazlar ve hor kullanmazlar.

      Tüketim kültürünü bilirler; savurganlık yapmadan ve hayatlarını israf etmeden, ruhunun her zaman rahat ve huzurlu olması için çalışırlar. Zenginliklerin tamamını getiren ve kalıcı olmasını sağlayan planlamalarla, yarınlarını düşünerek bütçe yaparlar.

      Tutumlu insanlar, yaptıkları birikimlerle de geleceklerini garanti alına alırlar. Kazanmanın kolay olmadığını düşünerek; zor şartlar altında kazandıklarını, mallarını, paralarını başkalarıyla yarışa girip ölçüsüzce, bol bol harcayıp tüketmezler ve hesapsızca, düşüncesizce harcamalar yapmazlar.

      Tutumlu olanlar; düşenin dostunun ve elinden tutanın, selam verenlerinin ve ağladıklarında da gözyaşlarını silenlerin olmadığını bildikleri için, gereksiz yerlere harcama yapmazlar. Bunun için de kimseye minnet etmeden servetlerini iyi kullanırlar, sağlıklarını da koruyarak yaşarlar.