OLANLARI OLDUĞU GİBİ SÖYLEYENLER
Dürüst, akıllı ve kalpleri güzelliklerle doludur.
Lekesiz bir alınla gezmek için, öleceklerini de bilseler, sonuçları acı da olsa taraf olmazlar.
Yalancılarla ve dedikoducularla mücadele ederler. İnsanların içindeki kötü huyların temizlenerek yerine iyi huylar konulmasına çalışırlar.
Bu huyların da doğru, yanlışsız, yalansız, eksiksiz, akla, mantığa, gerçeğe, kurallara uygun olmasına dikkat ederler.
Olan olayları olduğu gibi söyleyenler, başkalarını çekiştirme zler, ayıbını araştırmazlar.
Kimseye kasıtlı ve asılsız suç yüklemezler, kara çalmazlar, iftira atmazlar. İnsanlara iç dünyalarını doğrulukla doldurmaya ve doğru olmaya davet ederler.
“Hayatları boyunca göründükleri gibi olurlar, oldukları gibi görünürler. Doğru yaşarlar, doğruluktan ve dürüstlükten ayrılmazlar. Emanete hıyanet etmezler. Sadece “kötülükleri engellemek için gerçeği söylemezler.”
Ahlaksız bir toplumun yaşamasının ve varlığını sürdürmesinin mümkün olmadığına inandıkları için de şahsi menfaatlerini önde tutmazlar, rüzgarın yönüne göre yön değiştirmezler. Her şeyin doğrusu ne ise onu yaparlar ve söylerler.
Başkalarının kendileri hakkında gizli kalmasını istedikleri bilgileri korurlar ve kimseye söylemezler.
Ancak, “İnsanların arasını bulmak, bozulan iyi ilişkilerini düzeltmek ve yaşadıkları topluma destek çıkıp yardım etmek için yalan da olsa yalan söylemeliler.”
Çıkarları için yağcılık yapmazlar.
Davranışlarını yere ve zamana göre ayarlamazlar, kötü niyetlilerin işine yarayacak sözleri doğru da olsa söylemezler.
Haklının hakkını alması, hakkın yerini bulması, yanlışın düzeltilmesi için her şeyin doğrusunu ne ise onu yaparlar ve söylerler.
Yalan söylemezler, yanlış yapmazlar, dosdoğru olduklarını, davranışlarıyla, işleriyle doğrularlar ve gerçekleştirirler.
Sözlerini yerinde, zamanında, faydadan çok zarara sebep olmayacağına inandığı zaman söylerler.
Dilleri ile söyledikleri her şeyi kalpleri ve davranışları ile gerçekleştirirler.
Yalan söylemenin bir ihanet olduğunu ve insan ilişkilerine verdiği zararları bildikleri için, doğru sözlülük konusunda iyi bir insan olmak için titiz davranırlar.
Düşünceleri ve söyledikleri ne ise onu yaparlar. Ne düşünüyorlarsa onu söylemekten çekinmezler.
Samimidirler, sevilmeyeceklerini bilseler de her zaman doğru ve dürüst olurlar ve verdikleri sözlerinin her zaman arkasında dururlar.
Şartlar ne olursa olsun, hatta kendisinin aleyhine de gelişse dürüstlüklerinden ödün vermeyerek aynı duruşlarını sergiler.
Özünde, sözünde ve gözün de de dürüsttürler, içini dışı kılarak, yalana bulaşmadan gerçekçi olarak yaşarlar.
Sıkıntı da çekseler, zarar da etseler sosyal hayatta eli de dili de doğru olarak yaşamayı çok önemli görürler.
İşlerine gelenleri söyleyen, insanları kandırmak için, gerçekleri bilen ama hem söylemeyen hem de yapmayan yanlış insanlarla oturup kalkmazlar.
Bedeninin ve ruhunun rahat etmesi için, doğruları korumaktan çekinmezler.
Olanları olduğu gibi söyleyenler, sözlerinin ve gördüklerinin doğru olduğundan emin oldukları şeyleri söylerler ve yalan söylemekten kaçınırlar.
Haksızlık karşısında susmazlar, haksızlıklara boyun eğmezler. Başkalarının hakkını yemezler, hakkı olmayan şeyleri almayan ve güvenilen kimseler.