Nedir Bu Cam Tavan Sendromu?
Sevgili Şileliler;
"Cam tavan" terimi, birçok kadının kariyerlerinde karşılaştığı, bazen başarının önündeki görünmez engeli ifade eder. Yönetim danışmanı Marilyn Loden ve Gay Bryant gibiler bu ifadeyi neredeyse 40 yıl önce ortaya attı, ancak hala her zamankinden fazla çalışma hayatımızda çözülemeyen sorun olarak öngörülüyor.
Bu terim kısaca Kadınların sosyalleşmesindeki eksikliklere, kadınların davranış biçimlerindeki kendini küçümseyen davranışlara ve birçok kadının taşıdığı iddia edilen zayıf benlik imajına nasıl odaklandığını işaret eder. Bunlar erkek hegamonik dünyasının yarattığı yanlış mitlerden başka bir şey değildir.
Kadınlar ile iletişim kurup özellikle biz mentör ve koçların kendileri ile konuştuğunda “kariyer basamaklarını orta yönetimin en alt basamağının ötesine tırmanamıyor gibi” göründüğünü ifade ederler.
Bizler bu nedenle "görünmez cam tavanın” kişisel değil kültürel olan ilerlemenin önündeki engellerin - kadınların kariyerine verdiği zararın büyük kısmını verdiğini biliriz.” Buna göre önlemler ve fırsatlar ile mentilerimizi motive ederiz.
Mesela Üst Düzey Yöneticilerle yapılan çalışmalarda veya Satış Pazarlama, Hizmet Sektörü, İK ve Halkla İlişkiler Uzmanlarına sorduğumuzda;
“Erkek patronum tarafından sık sık daha fazla gülümsemem söylendi. Bazen toplantılarda görünüşüm hakkında yorum yaptı.”
“Bir işyerinde birden fazla kadın yöneticinin bulunduğu durumlarda, Birkaç kez, orta yönetimde kadınların ilerlemesinin bu pozisyonların önemini küçülttüğü söylendi.”
“Daha iyi performans kaydıma rağmen, umduğum bir terfinin erkek bir akrana gitmesi gerektiği söylendi. Gösterilen sebep, onun bir "aile babası" olmasıydı. Esas ekmek kazananı olması ve bu nedenle paraya daha fazla ihtiyacı olmasıydı.”
1970'ler ve 1980'ler boyunca, dünyada kadınları işyerinde taciz veya saldırıdan koruyan hiçbir yasa yoktu. Ayrıca, kuruluşlarda sorunun ciddiyeti konusunda hiçbir farkındalık yoktu ve bunu duymaya veya çözmeye sıfır ilgi vardı.
Bu süreçte çalışan kadınlar için ne değişti? Kadın yöneticilerin sayısı çoğu sektörde çarpıcı bir şekilde arttı ve yine de metafor, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önündeki kalıcı bir engeli sembolize etmeye devam ediyor.
Bu konuda tüm mentilerime yönetici olarak ekip yöneten işe alım yapan çalışanlara şunu söylerim: "Herkese saygı kültürünün yaratılmasında sizin de payınız var. Bu çabaya seyirci kalamazsınız. Bunun yerine harekete geçmelisiniz."
Hatta gerekirse pozitif ayrımcılık yaparak kadın çalışanların sayısını işyerlerinde ki tüm handikaplarını da göz önünde alarak değerlendirmelisiniz.
Bir işyerinde seçim yapılacak zaman erkek ve kadın aday arasında kararsız kaldığınızda unutmayın ki kadın çalışanın o seviyeye gelmesi için erkek çalışandan daha fazla özveri, daha fazla çalışma saati, daha fazla toplum, aile baskısı ve cinsiyet ayrımcılığından buralara geldiğini unutmamalarını salık veririm.
Bu badireleri atlatan kadın inanın erkek adaydan daha fazla hak etmiştir konu olan pozisyonu.
Ancak sorun zaten buralara gelene kadar yaşananlar değil mi? Yükselmesindeki büyük açmazları nasıl çözümleyeceğini bilen, adalet ve eşitlik duygusunu çalışanlarına veren bir yönetici henüz yeşermekte olan bir kadın çalışanın emek hazinesinin nasıl yerle bir edildiğini yıllar içinde görmüş ve empati yapmış kişi olmalıdır. O nedenle tüm bu hataları yapanları görüp uyarmak bir yöneticini görevidir.
Cam tavanı kaçınılmaz olarak kabul etmek yerine, kurumların, yetenekli kadınların çoğunluğunun güçlü yanlarını, tarzlarını ve yeteneklerini azaltırken, birçok erkeği kariyer başarısına yatkın hale getiren kültürlerindeki yerleşik önyargıların ortadan kaldırılması gerektiğini kabul etmenin zamanı geldiğini unutmamak gerekir.
Ancak Kurum içi yazılı olmayan kurallar, grupçuluk, kurum içi dedikodu ve siyaseti kullanan kurumsal işletmeler yok mu? Hele bu yaklaşımları belli olmaması için şirket adına yaptıklarını söyleyenler ne kadar fazla. Hatta tüm bu uygunsuz yaklaşımları yaparken bazı kadınları da baskı şiddet ve aşağılama da kullanan da bu çürümüşlük değil midir?
Bu meselenin çok su götürdüğü gerçek konu sadece kurumsal firmalar da değil. Çalışma hayatındaki tüm kadınların önyargıları yıkmak için amansız mücadelesi aynı zamanda.
Erkeklerin "doğuştan lider" olduğunu, çalışan annelerin kariyerlerine bağlı olmadığını, kadınların çok duygusal olduğunu, cinsel tacizin bir sorun olmadığını ve yönetici katında onlara yer olmadığını varsayan önyargılar halen çalışma hayatında mevcut.
Belki 80 ler ve 90 lı yıllarda; kuruluşlarda yaygın bir yakınma, kadınların etkili bir şekilde liderlik etmek için gereken "kimlik ve deneyimden yoksun" olmalarıydı diye ötekileştirildiler. Fakat Bugün, bu eleştiri, yavaş yavaş zirveye tırmanmalarını haklı çıkarmak için kullanılamaz.
Çünkü Kadınlar tüm karşı cins çalışan bireylerden daha fazla özveri gösterip geldikleri noktalarda çok daha başarılı, empatik, pozitif, motive eden, analitik olduklarını ispat ettiler bile.
Eğitim açığı diye bir bahane kalmadı deneyim açığında ve başarı standartlarında olduğu gibi. Hatta hiç geleneksel olmayan işlere geçtiler, eş zamanlı olarak aileleri ve zorlu kariyerleri yönettiler ve küresel işyerinin her sektöründe etkili bir şekilde yenilik yapma, ilham verme ve yönetme yeteneklerini gösterdiler.
Sundukları her şeyi takdir etmek ve bunlardan yararlanmak için onları alkışlamakta geç kalmış durumdayız.
Kadınların üzerinde ki görünmez cam tavanları kaldırmak, önyargılarımızdan kurtulmak, adaletli olmak ve onların toplum içerisinde çok daha belirleyici olmalarını sağlamak artık tüm çalışma hayatının en küçük işletmelerden kurumsallara, bürokrasiden, hukuka, memuriyetten tüm çalışma zeminlerine uygulanması bunun için programlar, çalışmalar yapılması gerekir.
Bu hareketleri duyuran kadınlara sosyal adalet ve çalışma eşitliğini sunmaya çalışan BinYaprak, Yönetimde Kadın, Teknolojide Kadın, Uçan Süpürge gibi bir çok çalışma ve emeği desteklemek, anlamak, öğrenmek için sizleri teşvik etmek istiyorum.
Daha iyisini yapabiliriz. Toplumumuzun daha yaşanabilir hayat sürmesi için daha barışçıl ve başarılı gelecek için Kadınlar öncü ve aktif olmalıdır. Sizce de Hak etmiyorlar mı? Yayınlayan:
Cihan FULSER
EMCC Accredited Coach & Mentor▪️Yönetici▪️Danışman(İş Geliştirme, Marka, Satış ve Pazarlama)▪️ Kariyer, Yönetici, Yaşam Koçu{Gisar YUHAKO}