Sevgili Şileli Dostlarım Merhaba,
Yazılarımı kişisel gelişim eğitimi veren öğretim görevlisi edasıyla ders çizelgesi medhodu gibi vermek istemiyorum. Bizim Haber Şile güzel bir medya iletişim alanıdır. Aynı zamanda dijital ortamlar, haber alma ve bilgi paylaşma sistemi bütünüdür. Dolayısıyla bir yükseköğrenim kurumu değildir. Amacımız hoşça vakit geçirmenize katkıda bulunmayı sağlarken dünyanın yükünü hafifletmeye çalışmaktır. Benim için sizler de bu medya mecrasını destekleyen harikulade okuyucularsınız.
Okuyucularımızı Salt kişisel gelişim başlıklarıyla sıkmayı doğru bulmuyorum. Kendilerini öğrenci gibi her yaşta bitmeyen senfonik eğitim sarmalından kurtarmak istiyorum. Bu nedenle günümüzün modern ve revaçta başlıklarını herkesin ilgisini çekebilecek, faydası olabilecek bakış açısıyla müsaadelerinizle değerlendirmelerinize sunuyorum.
Yazılarımız hakkında Güzel Geri dönüşler almaya başladık bu beni daha da çok sevindiriyor. Umarım yazılarım özellikle çalışma hayatının başlangıcında olan okuyucularımızla, eğitim hayatının bir üst aşamasına geçen gençlerimiz için başucu öğretileri olarak hayatlarına pozitif etki katar.
Eğer sizlerin de duymak istediği, okumaktan keyif alacağı veya başka bir yönelim ve değerlendirmeye ihtiyacınız olan konu başlıkları varsa lütfen, Bizimle iletişime geçin. Süratle taleplerinizi değerlendireceğimi bilmenizi isterim.
Gelelim bugünkü yazımızın konusuna Liderlik Nedir, Ne demektir, Ne Olmalıdır:
Çalışma hayatımın ilk yıllarında eğitim konusu, işverenlerin kaçındığı, gereksiz ve yararsız fuzuli masraflar bütçesinde yer almış bir konu başlığıydı.
Aktif çalışma hayatımın sonlarına doğru ise eğitim konuları genişledi, genişledi ve moda deyimle trend topic oldu. Ucunu yakalayamadığımız her kafadan bir ses çıkan, laf salatasına döndü.
Liderlik ile ilgili de durum da bundan ibaret. Çok yakın tarihte 3 farklı eğitim ve araştırma kuruluşunun seminerlerinin textini inceleme fırsatı buldum. Hepsi maddelere boğulmuşlardı. Birbirleriyle tutarsız açıklamalarla birlikte farklı liderlik tema ve örneklemeleri vardı. İnanır mısınız bu eğitimlerden çıkan sonuç hiç kimsenin Lider olamayacağı hissiyatını simgeliyordu. Hiç unutmam Lider rolüne kimi Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky’i oturtmuşken, Kimi Bill Gates’i, Kimi de Nelson Mandela’yı lider kabul etmişti.
Ben ise uzaktan ve yabancı Lider seçimlerini hiçbir zaman doğru bulmamışımdır. Dünyanın sorun kümesi konusunda şifreli anahtarlarından biri olan Bill Gates’i de, Ülkesini öngörüsüzlüğü ve ilkesizliği ile yıkıma sürükleyen Zelensky’i de, İnsani yaşam standartlarını hala yerine koyamayan ırkçılıkla anılan bir ülkenin devlet başkanıyken, Atatürk barış ödülünü 1992 yılında reddedebilme basiretsizliğini gösteren Mandela’yı da kendime lider yakınlığında hissetmemişimdir. Aynı Mandela 1993 yılında Emperyalizmin simgesi Nobel Barış ödülünü memnuniyetle kabul etmiştir. 1999 yılında reddettiği barış ödülünü bu sefer geri talep etme aymazlığını da gösterebilmiş bir şahsiyettir. Bunlar Lider bile olsa benim liderim değillerdir.
Benim için en büyük lider Atatürk’ten başkası değildir. Ki bunun için arkasından binlerce kitaplar yazılan bir hayat yaşamıştır.
Çıta bu kadar yüksekken kimselere daha fazla güzelleme yapmadan kısa ve öz olarak Liderliği sizlere tanıtmak ve anlatmak istiyorum.
Liderliği en üst segmentte ki ile eşleştirmek açıkçası doğru da değildir. Geçmişte Lider kelimesi Önder, takip edilen belli bir hayat mottosu, ilkeleri olan kişilere ithaf edilirdi. Bu kişiler hayatlarında başarıyı yakalarken çeşitli aşamalardan geçmişler toplum ve hayata yön vermiş iyi niyetli insanlar olarak adlandırılırdı. Ancak şu aralar herkes Lider olunca Liderlik ismi dünyada iki elin parmağını geçemeyecek örneklemlerden aynı şehirde binlercesine söylenen bir karmaşaya dönüştü.
Ben bu durumu “Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacak” diyen Pop-Art Akımının öncüsü Andy Warhol’un sözüne benzetiyorum. Kollektivizmi unuttuğumuz bireyselciliği ön plana çıkardığımız, kapital dünyanın algısıyla hareket etmeye bağlıyorum.
Bir gün sende zengin olabilirsin, ünlü olabilirsin, lider olabilirsin diyerek ben egosunu aşılatan bir sistemler abidesi olarak karşımızda Buyurunuz efendim Liderlik;
1900’lu yıllara kadar çalışma hayatını düzenleyen esaslarda sömürgeci patron mantalitesi hakimdi.
Büyük buhran ve 2.dünya savaşı zamanları ise kayıp yıllar olarak adlandırılmaktadır.
1950-1990 arası ise Klasik yönetim denen Patron, yönetici(Müdür), Memur, İşçi diye bir kategorize vardı. Liberalizmin ayak seslerinin yükselmeye başladığı sınıfsal tabakaların yeniden adlandırıldığı yıllardı.
1990-2010 yılları arasında ilk kez CEO, CFO, Beyaz Yaka, Mavi Yaka gibi adlandırmalarla hiyeraşik düzene, isim güzellemeleri takıldı. Bunu EFQM Mükemmellik Modeli ile birleştirdiler. EFQM Avrupa Kalite Yönetimi Vakfının kısaltmasıdır. 1990’lı yıllarla çalışan iş standartları konusunda kurumsal şirketlere yön vermişti.
Yıllar içinde; Feodalizm, Patrona veya Asistanına, ardından Mesul Müdüre sonra Genel Müdüre ondan Sonra CEO ya dönüşmüş iken şimdi ise Lider algısı kavramı ile karşımıza çıktı.
Bu konuları ve başlıkları daha fazla açmak kitap yazmak olacağı için izninizle kısa geçmek istiyorum.
Ben günümüz anlayışını ve geleceği belirleyen zaman dilimindeki çalışan rol modelinden biraz bahsetmeyi doğru buluyorum.
2010’dan günümüz ve geleceğe ise tüm statükocu hiyeraşik düzenlerin anlamsızlığını savunan bir akım gelişti. Biz buna Dijital ve Bilişsel Çalışma ile Yönetişim anlayışı diyoruz.
Artık çalışma ortamları anlamını yitirmeye başladı. Büyük binalarda toplulukla iletişim, toplantı süreçleri dijitale taşındı. Kahve arası ayakta sinerjik toplantılar ve karar almalar arttı. Bu kararların gözden geçirildiği dijital buluşmalar etkinlikleri düzenlenir oldu. İnsanların evinden veya dünyanın herhangi bir yerinden çalışmasına imkan tanındı. Kimi bunu home ofis dese de ben buna iş dışı iş ortamı diyorum.
Raporlamalar CRM sistemleriyle cep telefonlarına kadar indirgendi. Dünya küçüldü. Küçüldükçe iletişimler hiyeraşiyi ve statükoyu taşıyamadı.
Örnek Liderlik Tiplemelerine Bakarsak Eğer 5 tip modifikasyon görebiliriz.
Mimari Lider, Görünür Lider, Paylaşan Lider, Eğitimci Lider, Role Model Lider.
- Mimari Lider; yapılacak faaliyetlerin en ince ayrıntılarına kadar önceden planlayan, tasarlayan kişiye denir. Çalışanların önüne doğru hedefleri yerleştirir ve çıkabilecek aksaklıkları bilerek önceden tedbir alır. Yine de bir aksaklık ortaya çıkarsa planlamayı yeniler.
- Görünür Lider; Liderlik sürekli olarak kendi odasına çekilip birkaç adım ötesine neler olup bittiğini bilmiyorsa planlamayı ne şekilde yapacak diye düşünür ve Adından da anlaşılacağı gibi apaçık ortada bulunur. Çalışanlar Liderlerini her an yanlarında görürler ve sorunları birlikte çözümlerler. Bu sayede sorunların birikmesi ve sorunların birleşerek yeni sorunlar oluşturması önlenebilmektedir. Görünür liderlik anlayışının hakim olduğu işletmelerde sorunun kaynağında görülmesi sorunun başka biçimde algılanmasını ve rasyonel çözüm yolları üretilmesini sağlayacaktır. Liderle birlikte çözüm bulmak ve karar organı fonksiyonuna sahip olmak çalışanın işletmeye olan bağlılığını arttıracaktır.
- Paylaşmacı Lider Ekibini ve çalışanları işletmelerin bir parçası ve sahibi kadar aidiyet halinde gördüğü bir anlayıştır. Çalışanlar planlama faaliyetlerine katılırlar. Grup çalışmaları ile hedeflenen kararları birlikte alır ve uygularlar.
- Eğitimci Lider hem öğretmen rolünde hem de kendisini geliştirebilir eğitebilir, astların bilgi ve tecrübelerinde yararlanma becerisine sahip anlayışı temsil eder. Liderin belirli yetenekleri kazanması için gelen fikirlere açık ve grup sinerjisine yatkın olması gerekir.
- Role Model olmak ise tüm bu lider etkileşimlerinin bileşkesini çıkartabilen ve uygulayabilen en makbul lider şeklidir. Yeni tutum, yeni kültür, yeni uygulama hedefidir.
Liderler; Ekibinde İletişimin güçlü olmasını, İşyerine, ekibe, ürüne, bayiye ve sisteme sadakati ve güvenin yerleşmesini temel alarak ilerler. Başarının anahtarı buradan geçer. Lider onay merci olmaktan çıkmıştır danışmacı kişiliği ile maestroluk görevini yürütür ve politikaları hedefler nezdinde ilerletir.
Peki ülkemizde lider deyince hangi anlayış hakim bunu da bilmemiz gerekir. 3 tip lider yaklaşımı öne çıkar, Otokratik, Demokratik, Karizmatik lider bakış açısı tipik örnekleridir. Bunların birbirine geçişi O kadar kolaydır ki birbirinden ayrılmaz üçlülerdir. Otokrat Sistemi, Ekibi, Ürünü, Pazarı tüm fraksiyonları belirler, kurgular ve hedefler. Karizmatik lider bu yaklaşıma cazibiyetini, hırsını, bilgisini, temposunu, dış görünüşünü de temsile katarak ilerler, Demokratik ise sadece adındaki ifade ile “-miş” gibi yapanları anlatır. Kurumsal haklar, BES, Sağlık sigortası gibi çalışan hakları ve takdir haklarını iş yaşamına kattığını ifade eder. Ancak bu demokrasinin sonu işlerin istenilen seviyede olmadığında hızlıca Otokrasiye dönerek kaybolur. En çok iş hukuku mahkemelerinde prim alacağı, eksik sigorta ödemesi, tazminat talebi, bu şirketlerde ortaya çıkmaktadır.
Yanlış yaklaşımları değiştirmek için nelerin hatalı olduğunu irdelememiz gerekir.
Bir kere patrondan lider olmaz. Sorumluluk, Disiplin, Otorite, Hükümranlık, Ego, Sahiplik, Kuruculuk, bunlar patron mantalitesinin ürünleridir.
Lider sorumluluk verir sonucu değerlendirir, sistem disiplini hakimdir, otorite değil katılımcı çözüm anlayışı ile sorunlara yaklaşır, Çalışanlar var ise işyeri vardır diyerek iş birliği ile hareket eder, Bilmek değil, öğrenmek, öğretmek, uygulamaktan feyz alır, Liderler Karlılığın belli kısmını çalışanlarıyla paylaşır, Bu prim, hisse, mini ortaklık gibi adlandırmalarla aidiyeti arttıran pozitif etmenleri taşır. Kuruculuk, bir işletmenin tarihsel sayfasıdır, ilerlemek gelişmek, yeni keşifler, yeni vizyonlar, yeni ürünler, yeni pazarlar, yeni üretim ve hizmet merkezleri ile büyümek ve gelişmeyi temel alırlar. Yatay ve Dikey büyüyerek katılımcılığı desteklerler.
Günümüz Lider Yöneticilerinin özelliklerinden bahsedecek olursak:
-Ekolojiye, çevreye, doğaya, canlılara, insanlara duyarlı
-iletişim araçları kullanma ekibiyle bağlantı konusunda yetenek sahibi.
-Sezgisel öngörüsü olan, Perspektif düşünme yetisi ve empatisi yüksek,
-Öfke patlamaları, İç hezeyanlarını minimize etmiş kendisi ile barışık
-Hedefler ve Ortak alınan kararların içeriğine hakim
-Ekibine karşı sorunlar ve çözümleri konusunda adil, objektif ve özgürlük veren,
-hedef ve proseslerin metodlarını stratejisini bilen anlatan ve değişime öncülük eden
-hoşgörülü, dürüst, cesur, tutkulu ve Ekibine güvenen ve koordine edebilen
-Kurum aidiyeti yüksek, dinamik, enerjik ve aktif olmalıdır.
Daha önceki yazılarımda bahsettiğim işletmeler için 10 temel ilke ve Sürdürülebilirlik ilkelerini bilen ve uygulayan kişi Liderliği yukarıdaki kişisel yetenek ve becerileri ile birleştirirse başarılı olacaktır.
Bir Lider Ekibinin yeteneklerini zaman içinde geliştirerek parlatabilir, iş gücü becerilerini ve kapasiteleri, eğiterek ödüllendirerek eğlendirerek arttırabilir, Çalıştığı Kurumun maksimum fayda becerisini, bulunduğu ekonomik ve fiziki şartların gerçekleşme imkanını, Sadakat zincirindeki müşterilerinin, taraftarlarının beklentilerini harman ederek inandığını her zümreye aşılayarak başarıyı yakalayabilir.
Lider vizyon çizmekte başarılıdır. Vizyonun kritik unsurlarını belirler ve ekibinin ilham almasını sağlayacak şekilde ekibine aktarır. Birbiriyle ilişkisi olmadığı düşünülen alanları bir araya getirerek, farklı noktalara ulaşmayı başarabilir. Engelleri ve korkuları kaldırmaya yönelik hareket eder. Ekibin ve ulaşılmaya çalışılan vizyonun önündeki engelleri kişisel ve özel bağlantılarını kullanarak ortadan kaldırmaya çaba gösterir. Bir durumu yeniden çerçeveleme becerileri gelişmiştir. Bu becerisini kullanarak, çevresindekilerin olayları farklı bir bakış açısıyla değerlendirmelerini sağlayabilir.
Lideri diğerlerinden farklı kılan; neden bir başkası değil de O’nun yönettiğinin farkında olmasıdır. Takımın parçası olduğunu bilir fakat iş görenlerin değişimine öncülük eder. Çalışanlarını güçlendirmek ve uzmanlaştırmaktan keyif alır. Takımını destekler, Engelleri kaldırır, değerlerini katkısıyla arttırır. Böylece daha hızlı reaksiyonlar alır. Günümüz teknolojilerini, sosyal medya araçları özellikle IT Bilişim Teknolojisini kullanma becerilerini en üst seviyede tutar. Kullandırtır. Sorumluluk vererek özgüveni güçlendirir yeni kurum kültürünün filizlerini yeşertmeye başlar.
Günümüz iş dünyasında gerekli olan birden fazla yöneticiyle başarılı bir şekilde çalışma becerileri çok gelişmiştir. Standardizasyona önem verir ve netleşmeyi sağlayarak, hem bireysel hem ekibin performansını arttırır. Esnek bir zihne sahiptir, önceliklerini kolaylıkla değiştirebilir ve bir konu üzerinde çalışırken başka unsurların araya girmesi konsantrasyonunu bozmaz. Strese karşı direnci yüksektir. Eş zamanlı olarak birden fazla konuyu değerlendirebilir ve kişisel etkinliğini arttırabilmek için güncel kalmaya ve teknolojiye ayak uydurmaya önem verir.
Yüksek güven ortamı sağlayıcı profildedir. Hem bireysel olarak istikrarlıdır tavır ve davranışlar sergilemekte hem de ekibindekilere hedeflerle ilgili güven telkin etmektedir. Ekibin hedeflere ulaşması için ihtiyaç duyduğu inanç duygusunu onlara aşılar ve birlikte çalıştığı kişileri cesaretlendirir. Güçlü bir adalet duygusu ile hareket eder. Bu durum oluşturduğu güven iklimini güçlendirdiğinden, ekibinin hedeflere ulaşmak isterken kendilerine daha fazla güvenmelerini sağlamaktadır.
Bir örnek de Doğru bilinen yanlışlar için gelsin. “Liderlik, şirketi krize götürdükten sonra gösterilecek yetkinlikler ve duruş değildir, Gerçek Liderlik şirketin krize gitmesini engellemektir.” Bu ifade öngörülü olmanın önemini anlatmak için yazılmışsa da Lideri tanrılaştırmaya çalışan yanlış bir algıdır. Lider de insandır yanlış yapabilir. Bu yanlışlar genellikle çabuk tespit edilir ve güncellemelerle yenilenir. Bir şirketin krize giriş nedeni lider değil farklı etmenlerdir. Yönetim tarzından, alınan karar ve politikalardan dolayı bir krize girilmiş ise bu kişi zaten Lider değildir.
“Leadership is doing the right things, Management is doing things right” tanımı zaten bu konuyu açıklar. Liderlik doğru işleri yapmaktır. Yöneticilik ise işleri doğru yapmaktır. Liderlik krizlerde daha çok ortaya çıkar ve kendini belli eder. Krizde yöneticiler lider gibi düşünemezler ve işleri doğru yapıp yapmadıklarıyla ilgilenirler. Ancak Liderler tüm varyantları değerlendirdiklerinde aldıkları kararlar yapılabilecek adımların en doğrusu ve güçlüsü olacaktır.
İyi bir lider olabilmek için fiziksel olarak derin çalışma ortamı ile yetenek ve bilgileri geliştirirken, modern çalışma yöntemleri ile kapasitenizi arttırabilirsiniz. Ancak duygusal zeka ile birlikte lider karakter prototipine erişmek için yıllara yayılan bir ruhsal öğreti ve öz yolculuk yapmak şarttır.
Etkili Liderlik bir işletmenin başarısını %10-12 arası etkilediği hesaplanmıştır. Ancak Liderin etkilediği çalışanlar, politika ve strateji, kaynaklar, işbirlikleri ve süreçler başarıyı %40 ila %50 oranında etkilediği ortaya çıkmıştır. Ancak bir ekibin tüm bu süreçlerin sonuçlarına etki ettiği alan ise %50 olarak ifade edilmektedir. Demek ki Lider olmak değil Liderlik yaparak bunu ekibe, işe, ürüne, müşteriye ve pazara etki edecek şekilde yönetişim haline getirebilmek önemlidir.
Liderlik ile ilgili evrimleşme süreci gün geçtikçe devam etmektedir. Yeni dijital çağ ile birlikte, bilişim sistemleri, yeni kripto para teknikleri, tokenlar, metaverse hayat, NFT yani Nitelikli Fikri Tapular, Çipli yaşam ve ödeme sistemleri geliştikçe bu yönetişim modeli de değişime uğraması kaçınılmazdır.