“Bir insanın haklı olduğunu bildiğin halde, yapılan haksızlıklara sessiz kalan ve o insanın hakkının çiğnenmesine isyan etmeyenler, korkaktır.”
Korkaklar, özgür olmayan insanlardır. Çıkarları için nefislerinin isteklerine ve arzularına göre hareket ederler. Sözleriyle ve davranışlarıyla hoşa gitmek için her türlü işleri yaparlar. Korkaklar, öncelikle kendilerini mutsuz ederler, ezik dururlar ve gözleri yere bakarlar.
İnsanlar, hayat karmaşası içinde öylesine bencil ve öyle bireysel ve kendi çıkarlarından başka hiç bir şey düşünmeden yaşıyorlar. Canlarının yanacağından korktukları için ve kimse kimseye güvenmediği için, gerçek düşüncelerini açıklamaktan korkuyorlar. Sorumluluk almaktan ve haklarını aramaktan çekiniyorlar.
Korkaklık hastalığına yakalanan insanlar, çıkarları için herkese esir olmayı göze alırlar. Her türlü kötülüklerin açığını da, gizlisini de yapmaktan çekinmiyorlar. Korkaklar, karşılarına çıkan engellere, güçlüklere karşı koyamazlar.
Korkaklık, bir insanda var olması gereken insani değerleri yok eder, namuslarına varıncaya kadar sahip oldukları her şeylerini geri dönüşü olmayacak şekilde harcatır. Korkakların karakteri oynak olduğu için utanılacak işler yaparlar.
İnsanların korkak olmalarının kaynağı düşüncelerdir. Korkaklar, kendilerini rahat ve güvende hissetmedikleri için olumlu düşünemezler. Korkularını kontrol edebilmeyi başaramazlar, zor görünen engelleri aşmazlar. Hayatlarında olumlu bir değişim yaratamadıkları için mutlu yaşayamazlar.
Korkaklık, yapmak isteyip de yapamamaktır ve manevi bir hastalıktır. Yüreklerin de korkaklık barındıranlar fiziksel olarak zayıf olan insanlardan daha zavallıdırlar. Korkaklık, Cahil, bilgisiz ve hür yaşamanın sebebidir. Korkaklar, kendilerinde olan önemli yeteneklerini ortaya çıkarmaktan korkarlar.
Korkak olanlar, düşmanlarına esir olarak ve acı çekerek yaşarlar. Korkaklara güvenilmez. Bu insanlar ne kendilerinin, ne de başkalarının canlarını, mallarını namuslarını ve haklarını koruyamazlar. Korkak insanlar düşmanlarının yaptıkları kötü işlerle mücadele etmekte başarısız olurlar.
Korkaklar, vazifelerinin önemini anlamazlar ve bencilce kişisel çıkarları doğrultusunda başkalarının malına emek harcamadan sahip olmaya yaşarlar. Olanlara bitenlere göz yumarlar. Kendi üstlerine düşen sorumlulukları yerine getirip işlerini sonuna kadar götürmezler ve görevlerinden kaçarlar.
Korkaklar bir güce dayanmadıkları için cesur toplulukları etkileri altına alamazlar, hiç bir şeyi değiştiremezler, bir gelişme, bir yenilik yapamazlar. Korkaklar, karanlıkların aydınlığa çıkmasını sağlayamazlar. İnsanları sevgisizliğe ve mutsuzluğa sürükleyen korkak yaşamın son bulmasını engel olamazlar.
Korkaklar, kendi sorumluluklarını başkalarına yüklemeyi severler, hep başkaları tarafından sömürülürler ve kimselere bir faydaları olmadan yaşarlar.
TC Bilal Gürer