KONUŞMAYI BAŞARABİLEN İNSANLAR
Boğaz kırk boğumdur diyen atalarımız ne güzel demiş; söz dinleyip kırk defa ölçüp, bir defa konuşanlar kar ederler. Nereye çeksen oraya giden ve lastik gibi olan, yakan, yıkan, öldüren, yoldan çıkaran sözler söylemek yerine, yola getiren iyiliğe davet eden sözler söylerler.
Dilinde kemik olmayanlardır, doğruya doğru, yalana yalan derler. Doğru yalan her şeyi söylemezler. Laftan anlamayanların bile anlamalarını sağlarlar. Yiğittirler, ara açmak için konuşmazlar, zehirsiz sözlerle sözü yüze söylerler.
Ölçerek biçerek, düşünerek ve dünyadan aldıklarından fazlasını dünyaya vermek için konuşurlar. Bilmedikleri konuda doğru yanlış demeden söz söylemezler; yanlış ve zararlı işlerin yapılmasına sebep olmazlar, bilgi sahibi olmadıkları konularda bilmiyorum derler.
Konuşmanın ilke ve yöntemlerini bilerek konuşanlar dinleyenlerin ilgisini çekecek ve faydalı bilgiler verecek şekilde, gönül kırmadan ağızlarından güzel koku yayan sözlerle konuşurlar. İnsanın insanı sevmesi için faydalı sözler söylerler. Kaba kuvvete başvurmayı özendirmezler.
Konuşmayı bilmenin başlı başına bir sanat olduğunun farkındadırlar. Aklını kullanarak, hoşgörülü, ön yargısız, güven verici, doğal ve eleştirilmekten korkmadan konuşurlar. Kendini karşısındakilerin yerine koyarak akıl dışı konuşmazlar, neyi niçin konuştuklarını bilirler.
Dünyada daha iyi yaşamak için yalandan uzak dururlar. Gönül kazanarak yaşamak için, okurlar. Düşünerek, birleştirici bir dil ile kelimelerinde kıymetini bilerek açık ve net fikirlerle doğruları konuşurlar. Bilmedikleri konularda susarlar ve bir şey söylemezler.
Konuştuklarının çok fazlasını bildikleri için bilinçli, güzel ve sağlıklı konuşurlar.
Bilmemeyi bir eksiklik olarak görmezler, bilmediklerinin bildiklerinden çok olduğunu ağızlarından çıkan her sözü kulağının duyması gerektiğini bilirler ve başkaları hakkında olumsuz düşünmezler.
Konuşurlarken konuşma kurallarına dikkat ederler. Söyleyeceklerinin doğru ve medenî olmasına ve karşısındakilere yararlı olmasına dikkat ederler. Konuşurken karşısındakileri incitmeden, hatalarını yüzlerine vurmadan, kırmadan yol göstererek söylerler.
Konuşmalarının amacını, yararını, yerini ve zamanını iyi ayarlarlar. Kendilerinin ve başka insanların, hayattan yeteri kadar tat almalarını, bolluk ve rahat içinde yaşamaları için akla yatkın, bilgilendirici ve yol gösterici konuşmalarıyla, herkesin yaşadığı hayattan memnun olmasını isterler.
Gönül kaynakları temiz, yapıcı ve merhametli olduğu için, söyleyeceklerini dil güzelliğiyle söylerler. İnsanların birbiriyle tartışmalarına, mücadele ve kavga etmelerine sebep olan ortamı hazırlamazlar. Ağlatan, kafa yaran, üşüten ve yüreklerini inciten, yakan söz söylemezler.
Az ve öz sözlerle konuşurlar, geri almayacakları sözleri hemen değil, yeri ve zamanı gelince söylerler.