CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Belediye Başkan adayları tanıtım toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, ABD Başkanı Trump'a sert tepki göstererek, "Bir sokak kabadayısının diliyle Türkiye'yi kimse tehdit edemez. İktidar yeterince sert eleştirmedi" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, Sakarya'daki tank palet fabrikası hakkında da hükümete 9 soru yöneltti
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Belediye Başkan adayları tanıtım toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, Sakarya'daki tank fabrikası hakkında Hükümetin yanıtlaması için 9 soru yöneltti. Daha sonra kürsüye çıkan CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş vaatlarını açıkladı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının satırbaşları şöyle:
"Bir sokak kabadayısının diliyle Türkiye'yi kimse tehdit edemez. İktidar yeterince sert eleştirmedi. Hiç kimse unutmasın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti egemen güçlerin lütfuyla kurulan bir devlet değildir. Egemen güçlere teslim olmamak için mücadele eden bir Kuvayı Milliye vardı. Bizler onların torunlarıyız. Onlar daha sonra CHP'yi kurdu. CHP'li olmak kolay değildir. CHP avukat odalarında kurulan bir parti değildir, savaş meydanlarında kurulan bir partidir. Batı o yüzden tehdit ediyor. Egemen güçlere asla teslim olmayacağız.
Osmanlı borçlandığı için batmıştır. 16 yılda AK Parti, Londra'daki bir avuç tefeciye ödenen faiz 162 milyar 156 milyon dolar oldu. Neden ses çıkaramıyorlar; tefecilere teslim oldukları için. Paraya, pula muhtaç. Cumhuriyeti kuranların yaptığı ilk iş Osmanlı'nın borçları ödemek ve egemen güçlere karşı dik durmaktı.
HÜKÜMETE 9 SORU
Her şeyi sattılar. Milletin parasıyla yapılmış ne varsa sattılar. Şimdi sıra askeri fabrikaları satmaya geldi. Sakarya'da 1975 yılında kurulan tank palet fabrikası şimdi satılıyor. Bu fabrikada Fırtına Obüsleri yapıldı. Leopar Tankları burada onarılıyor. Bu fabrika verimlilik açısından değerlendirilecekse en verimli 3'üncü fabrika. Bu fabrikada dünyada 5'inci sırada. O fabrikanın değeri 20 milyar dolar. Bunu özelleştiriyorsunuz.
20 Aralık'ta Resmi Gazete'de özelleştirilecek diye yayımlandı. Cumhurbaşkanı kararı, Resmi Gazete'de yayımlanan... Bereket elimizde kararname var. Sen kalkıyor, Sakarya'da açıklama yapıyorsun, 'Bu özelleştirme değil' diye. Bu ayıp değil mi? Eğer bu ülkede milliyetçilik diye bir kavram varsa, vatan sevgisi diye bir kavram varsa hiçbir devlet kendi askeri fabrikalarını yabancılara peşkeş çektirmez. Hani boya, tekstil fabrikasını satabilirsin. Ama bir askeri fabrika... Şimdi 9 soru soruyorum:
* Fabrikanın özelleştirme işlemleri için değer tespit komisyonu oluşturulmuş mudur?
* Komisyon bir değer tespiti yaptıysa bu ne kadardır?
* Fabrikanın özelleştirme işlemleri için ihale komisyonu oluşturulmuş mudur?
* İhale yapılmış mıdır, ne zaman, nerede, hangi usule göre yapılmıştır?
* İhaleye kaç firma teklif vermiştir, verilen teklifler nelerdir?
* İhaleyi alan şirkete üretim ve satış garantisi verilmiş midir?
* Fabrikada çalışan askeri personel, özelleştirmeden sonra çalışmaya devam edecek midir? Çalışacaklarsa da Katar şirketi emrinde mi çalışacaktır?
* BMC şirketinin yüzde 49,9 Katarlılara kaça satıldı? Size bedava verildiği söylenen uçan sarayla bunun bağlantısı var mıdır?
* Bu özelleştirmede ihale yapılmadıysa sebebi nedir, hangi kanun bu yetkiyi vermektedir?
"YSK'YA GÜVENMİYORUZ AMA..."
Osmanlı'nın son dönemlerinde yaşananları şimdi yaşatıyorlar, o yüzden isyan ediyorum. Biz, bu çalışmaları yerelden de başlatacağız. Birlikte yapacağız. Diyorlar ki, 'YSK'ya güvenmiyorsanız seçimlere girmeyin' diyorlar. YSK'ya güvenmiyoruz ama halkımıza güveniyoruz. Bizim belediye başkan adaylarımız hiç kimseyi ötekileştirmeyecek, harcadıklarının hesabını verecekler, pozitif ayrımcılığı fakir fukaradan başlatacaklar."
MANSUR YAVAŞ VAATLARINI AÇIKLADI
CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş, şunları söyledi:
"Gerginlikten, çekişmeden, kavgadan uzak durmak istiyoruz. Bizler kavgaya, çatışmaya, husumete gelmiyoruz. Kardeşliğimizi pekiştirmeye, Ankaramızı yaşanır kılmaya çalışıyoruz. 1 Nisan'da yeni bir sabaha uyandığımızda Ankara, huzurun da başkenti olacaktır. Nefret dilini uzak tutacağız, sevgi ekip sevgi biçeceğiz. Bu şehir kardeşçe kucaklayıp ileriye taşıyacağız. Bizler 31 Mart akşamı seçimi kazandığımızda kendimizi zafer kazanmış saymayacağız. Demokrasilerde kaybeden olmaz. Ne savaşı! Bu Ankara halkının bizi 5 yıl için görevlendirme yetkisi olarak göreceğiz. Kim olursa olsun, karşımızdaki bir parti taraftarı değil, sadece insan olarak göreceğiz.
Belediyede liyakat ve ehliyeti en büyük görev olarak göreceğiz. Belediye çalışanlarının hepsini mesai arkadaşımız olarak kabul edeceğiz. Kimseyi kişisel sebepten işten çıkarmayacağız, kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız. Bugün yönetilirken betonlaşma uğruna insan gerçeğini ihmal ettiler. Beton severler kazandı ama insanımız kaybetti. Ruhu olmayan binalarımız oldu. Şehrimiz insanlara göre değil, araçlara göre planlandı.
İnsanların stres içinde yaşaması, hastalıkların artması, afetler, klimatik dengelerin bozulmasını tesadüf mü sanıyorsunuz? İnsani yok sayan bir anlayışın sonucu böyle felaketler elbette olacaktı. Şehirlerin havası, suyu, yeşili, tarihi dokusu seçilen başkanın keyfince kullanacağı şekilde mülkiyetine geçmez. Bunlar gelecek nesillerin emanetidir. Bizler bilimle, ortak akılla kenti yönetmeye takibiz. İnsanımıza temiz hava, içilebilir su, konforlu bir ulaşım vadediyoruz. En az 32 kilometrelik bisiklet yolunu şehrimize kazandıracağız. Kamusal açık alanlarda ücretsiz internet... Sosyal yardımlara devam edeceğiz. Yardım yaptığımız ailelerin çocuklarının okuyup meslek sahibi olmalarını sağlayacağız. Yatay mimariye önem vermeyi amaçlıyoruz. Biz Ankaramızı betona değil, yeşile boğacağız. Engelli vatandaşlarımızın rahatça seyahat edebileceği toplu ulaşım ve sokak planlaması tasarlayacağız. Sokak hayvanlarının rahatça yaşayacağı barınaklar hazırlayacağız. Köye dönüş projesini hayata geçirmeyi planlıyoruz. Tarımı destekleyeceğiz. Yurtdışından ağaç ve fidan getirme uygulamasına son vereceğiz. Belediye başkanı olduğum zaman Ankaragücü ve Gençlerbirliği'ni destekleyeceğiz. Diğer spor dallarının desteklenmesi için çalışacağız. İlk yapacağımız makam araçlarının sayısını azaltacağız, o çakar ışıklarını da sökeceğiz. Hiçbir özel işimize belediye araçlarıyla gitmeyeceğiz.
Ankara'da "tasarı" kelimesi anlamına uymayan, ne için yapıldığı bilinmeyen, milyarlar harcanmış onlarca proje var. Dinozor, uçan efeler, uçan otel... Yapılan iyi şeyleri yıkmaya gelmiyoruz. Hatalı projeleri halkımıza kazandırıp, zararı azaltmayı hedefliyoruz. Bu müsrifliğe dur deme zamanı geldi. Tüm harcamalarımızın hesabını vereceğiz. Vergilerle yapılan hizmetleri reklam panolarından duyurmayı israf olarak görüyoruz. En zenginler ve en fakirler bir arada yaşıyor. Bu şehir birbirini tanımayan bir kent haline geldi. Burası Atatürk'ün mirası.
Büyükşehir belediyesini yasaların öngördüğü şekilde, devletin tüm unsurlarıyla uyumlu bir hizmet aracı olarak kullanacağız. Ankara'ya ve hemşehrilerimize uygun olarak bir hizmet vereceğiz. Kentin 50 yıllını, Ankara'nın ölçülerini dikkate alarak planlayacağız. Ankara'da insanların gezebileceği, sokakta yürüyebileceği 3 sokak sayamaz hale geldik. Artık yeter bu şehir bir 5 yıl daha bu zihniyeti taşıyamaz.
Belediyecilikte izan, nizam dönemi başlıyor. Ankara'ya asıl vaadimiz de budur. Ankara'yı tarafsız bir şekilde yöneteceğiz. Önce en yoksulu, en muhtacı gözeteceğiz. Belediyeyi şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir şekilde yönetmeye talip oluyoruz. Benim adaylığım konusunda irade gösteren Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Meral Akşener'e de ayrıca çok çok sevgi ve saygılarımı sunuyorum."
Kaynak.Habertürk