İYİ İNSAN YETİŞTİRME GÖREVİ OLAN ANALAR VE BABALAR
Bugün dünyanın her zamankinden daha fazla ve öncelikle “ben” merkezli düşünmeyen, insanları mutlu etmek için yaşamaya çalışan "iyi" insanlara ihtiyacı var.
Çocuklarının iyi insan olmalarını isteyen analar ve babalar, çocuklarına, dünyanın “yaşanabilir” ve herkese “yeter” olması için, hayatlarını doğrudan etkileyen kaynakları bilinçli tüketmeyi ve tükettikleri kaynakları da yeniden kazanmalarının mümkün olamayacağını öğretmeliler.
Çocuklarının temiz duygularla ve doğru değerlerle yaşamaları, iyiliğin kötülükten çok daha fazla yaygınlaşması ve toplumsal hayatta kalıcı olması için çalışmanın yolunu öğretmeye çalışmalılar. Öğrendikleri bilgileri insanların yararı ve iyiliği için kullanmayı öğretmeliler.
Her ana-baba, çocuklarını “iyi insan” ve “adil” insan olarak yetiştirmek için, hiçbir şeyi engel olarak görmemeliler. Çocuklarının beyinlerini hem öğrenen ve hem de öğreten bilgi ile doldurmalılar. Gülen, güldüren, kin ve nefreti öldüren, iyilik etmeyi seven insan olarak yetiştirmeliler.
Bugün dünyanın, ülkemizin ve herkesin karanlıklara ışık olan insanların kalbini kırmayıp seven, herhangi bir cansız eşyaya bile zarar vermeyen, güvenilen, iyilik, doğruluk, adalet ve merhamet gibi duygulara sahip olan iyi insanları yetiştirmeliler.
Herkesi oldukları gibi kabul etmenin faydasını, insanların arasında ayrım yapmamayı ve insanları sevmenin, kimsenin arkasından konuşmamanın önemini öğretmeliler.
Tutarlı davranışlarla yaşamalarını, yanlış yapanların yanlışlarını gördüklerinde düzeltmeleri için yol göstermelerini ve düştüklerinde de ellerinden tutup yerden kaldırmayı öğretmeliler.
Çocuklarına yokluk içinde yaşayan komşularının, akrabalarının ve dostlarının yanında olmayı, onları onlardan çok düşünüp, onlara arka çıkmayı, çıkar için yüzlerine gülmemeyi öğretmeliler.
Maddi veya manevi çıkar gözetmeden, herkese yararlı olmaya çalışan olmayı, hata yaptıklarında özür dilemesini bilmeyi öğretirler. “başkalarının yararınıda kendi yararı kadar gözetmeyi, başkalarına yaptıkları iyilikleri unutan ama kendilerine yapılan iyilikleri asla unutmamayı öğretirler.
İyi insanların oluşturduğu bir toplum olmak, hayatı kolaylaştıran gelişmeleri, ilerlemeleri sağlamak için, öğrenmeyi, araştırmayı ve bilinçlenmek için çalışmayı seven, yorum gücü kuvvetli ve doğal dengenin bozulmasına izin vermeyen “vicdanlı” insanlar yetiştirirler.
Çalışarak ve üreterek kazandıklarından ve sahip olduklarından ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi öğretirler. Cömert olmanın, sevgiyi beslemenin, zayıfı, güçsüzü doyuran sofralar kurmanın “almaktan” daha değerli olduğunu öğretirler.
Çocuklarına hatalarını görmelerini, insanların ortak vatanı olan dünyanın “yaşanır” ve herkese “yeter” olması ve gelecek nesillere iyi bir miras bırakmalarını öğretirler. Kötü insanların dünyaya egemen olmaması için, doğruları söylemeyi öğretirler.
Canlarını, mallarını, kültür değerlerini ve nesillerinin geleceğini kolay korumak için her zaman çok bilgi öğrenmelerinin şart olduğunu öğretirler. Kirsiz yoksulluğun mutluluk, çalarak, çırparak ve haksızlıklar yaparak zengin olmanın mutsuzluklar getireceğini öğretirler.