“İnsanları küçük görenler, kendilerini büyük ve kahraman göstermek için söz ve davranışları ile karşısındakilere ezici ve dikenli sözlerle üstünlük kurmaya çalışırlar, küçük görüp onlara acı çektirirler.”
İnsanları küçük görenler, akıl ve gönül fakirleridir ve normal insanlar değillerdir. Bu insanlar toplumun huzur ve güvenini bozmaktan ve insanları karalamaktan ve kötülemekten çekinmezler. Sevgide ayrım yaparlar ve karşılıksız sevmezler.
Adil olup, vicdan muhasebesi yapıp hakka ve hukuka uygun davranmazlar. Birisi ile bir sorun yaşadıklarında kendilerinin haksız taraflarını görmezler onları eleştirirler, onların yaptıklarını ayıplarlar. Önce kendilerini haklı görürler. Önce kendilerini eleştirip, sonra karşısındakilere yönelmezler. Sürekli başkalarının yaptıklarını ayıplarlar ve eleştirirler.
İnsanları küçük görenler, kendilerini beğenen, gözü yükseklerde olan, küçük şeylerle mutlu olmayı bilmeyenlerdir. Gücü elinde bulunduran ahlak yoksunları onu bunu küçümserler. İnsanlar arasında ayırım yaparlar. İnsana insan olduğu için değil de mevkileri için selam verirler. Karşısındakilerin hiçbir görüşlerine saygı göstermezler.
İnsanları küçük görenler, herkese karşı aynı tavırda olmayan güvenilmeyen ve tehlikeli insanlardır. Bu kişiler adamına göre renk değiştirirler ve davranırlar. Varlıklı ve sosyal konumları üstün olan insanları gördüklerinde de saygıda hiç kusur etmezler, kendilerinden daha düşük kişileri ise ezerler.
İnsanları küçük görenler, kendilerini bir şey zanneden, mutsuzlukların kapısını aralayan ne oldum delisi olan ne olacağını düşünemeyen, sonları yalnızlığa mahkûm korkak zavallılardır. Bunlar, asıllarını inkâr eden dar görüşlülerden olup kendilerini başkalarından daha üstün, güçlü, zeki, diğer insanları ise ezik görürler.
İnsanları küçük görenler, başkalarının mutsuzluğu üzerine mutluluk, başarısızlığı üzerine başarı kuranlardır. Başkalarını aşağılayarak yukarı gideceklerini zanneden ahlak ve karakter fakirleridir.
İnsanları küçük görenler, düşüncesizce davranışlarla karşındakilerin kötü yönlerini göstererek olumsuzluklar yaratırlar. Kimsenin ne yaptığı umurlarında değildir, her şeyin kendi dünyaları ekseninde dönmesini isterler. Karşısındakilerin ve toplumun varlıklarını tanımazlar. Kendi rahatları için, başkalarını rahatsız etmekten çekinmezler.
İnsanları küçük görenler, sorunların yardımlaşarak daha kolay halledileceğini, daha pozitif bir ortam yaratılacağını bilseler de genellikle kimseye yok yere yardım etmezler, yardımlaşmayı sevmezler. Kendilerini dev aynasında görürler, başkalarının farklı görüşlerine saygı duyup, önemsemezler. İlle de kendi yaptıklarında ısrar ederler.
İnsanları küçük görenler, kendi düşüncelerinin bağımlısıdırlar, sosyal ortamlarda küçük düşmemek, hatalı davranmamak için, yeni bilgiler öğrenmeyi, neyi söylemesi neyi söylememesi gerektiğini ve eksikliklerini gidermeyi, kendilerini terbiye etmeyi asla sevmezler.
T.C. Bilal Gürer