İNSAN OLMAYI ÖĞRETİYORUZ
Üzmüşler çocuğu, diğer çocuklar. “Senin baban çöpçü, sen de pis kokuyorsun” demişler.
Vicdan duygusu tam gelişmemiştir okul öncesi çocuklarında. Zaman zaman böyle acımasız olabilirler.
Çocukların güzel yanıdır gönülleri, kırılsa da çok hemen toparlanmaya meyillidir. Yetişkinlere benzemez, kin gütmezler.
Konuştum babayla. Çok üzüldü, çocuğunun üzülmesine. Dağ gibi adam gözyaşlarını ilk kez ayırdı gözlerinden belki de. “Üzülmek yetmez dedim, bir planım var. Dahil olur musun?”Kabul etti seve seve.
“Pis ülke” oyunu oynattım çocuklara bir gün. Türetilmiş (uydurma) bir oyun.
Ne bulduysak attık yerlere. Bu arada “kötü koku spreyi” sıktık sınıfa, çocuklar görmeden tabi. Birazdan sınıf dayanılmaz bir kokuya karıştı. Dedim niye böyle oldu? Dediler öğretmenim çöplerden, pislikten. Durun dedim, bakın kapıya, biri gelecek, kurtaracak bizi bu pislikten.
Bak bak bitiremiyorlar. 1.90 boy. Heybetli mi heybetli çöpçümüz. Büyüleniyor sanki çocuklar. Başlıyor hemen temizliğe. Bende pencereleri açıyorum hemen. Temiz hava nüfuz edince etkisini kaybediyor kötü koku spreyi. Yardımcı öğretmenimiz de yasemin kokulu oda spreyini sıkıyor.
Çocukların gözü bizi görmüyor zaten. Ama içlerine doluyor mis gibi çiçek kokusu.
Sonra yarım ay düzeninde oturuyoruz çöpçünün karşısına. “Çöpçüyüm ben” diyor. “Siz sabahları uyurken daha, ya da gece yarısı mahallenizin çöplerini topluyorum. Arkadaşlarım da var.
Çöpler toplanmasa sokaklardan, her yer bugün sınıfınızın koktuğu gibi kokar. Çöpçülük zordur çocuklar. Kısa, öz, keskin.
Nasıl dinliyorlar anlatamam. Hele oğlu. Gurur duyuyor babasıyla ve her sözünde hayran oluyor ona. O bakışa Ömür verilir inanın bana.
Sonra fotoğraf çektiriyoruz hepimiz kahramanımızla. Alkışlarla ve aşkla uğurluyoruz çöpçümüzü. Bir baba, bir oğul. Tedavi edilmiş iki yürek. İşimiz bu. Yüreğe dokunmak. Hanımlar, beyler! Bir çocuğun alın teriyle para kazanan babasının mesleğinden utanmasına dayanamam.
Dayanırsam, öğretmen olamam. Ertesi sabah soruyor birkaç veli. “Bizim çocuk akşamdan beri büyüyünce çöpçü olacağım diyor. Siz ne öğretiyorsunuz bu çocuklara Allah aşkına?”
Gülümseyerek cevap veriyorum, “İnsan olmayı öğretiyoruz.”