İhtiras
Mantığı ağlatır, insanı her yeme atlayan balık gibi yapar, insanı insana kul ve köle eder,
Önemli olan mevki ve makamlara gelmek değil bu makam ve mevkiler de başarılı olup, o koltuğun hakkını verip orada kalmaktır.
İhtiraslı insanlar " kendilerine saygı uyandıran ve ilham veren bir iş yapmak" yerine, kendilerinde bulunmayan şeylerin, kendilerinde bulunan şeylerden daha güzel olduğunu düşünürler, başkalarına ait şeylere göz koyarlar. Ölçü ve tartı bilmezler, ihtirasları uğruna kendilerini kıymetten düşürür.
İhtirasları uğruna çıkarcılıktan beslenen, her şeye heves eden, acımasız, bencil ve maddi hayata tapan insanlardır. Aç gözlülüğün, acımasızlığın, bencilliğin ve ilkesizliğin bir araya gelip oluşturduğu ruh arızası olan ruhu ve kalbi kirli "hastalıklı insan" tipleridir.
İhtiraslı insanlar hak yer, gözlerinin karnı doymak nedir bilmediği için işlerine geldiği gibi yaşarlar. Gözleri doğruyu eğri, eğriyi doğru görür. Her şeye sahip olmak için fırsat kollarlar ve başkalarının elindekilere göz dikerler. Ruhlarını ihtiraslarına esir ederek yaşarlar.
İhtiraslı insanlar haklı, haksız demeden güçlü olmak ve kendilerine tatlı gelen şeyleri elde etmek için, insanı insan yapan tüm kuralları, yasakları yok sayarlar. Başkalarının huzurlarının bozulmasına aldırmadan saygın olmaya çalışırlar. Başkalarına huzurlu yaşama fırsatı vermezler.
İnsanlar mal ve şöhret ihtirasıyla kendi ihtiyaçlarından fazlasına sahip olmayı isterlerse, yaparlarsa, her istediklerini elde etmeye çalışırlar. Yükselmek için kalplerini ihtiraslarına ulaştırmak çalıştırırlar, Bu insanlar gözlerini ve gönüllerini başkalarına zarar vererek doyururlar.
İhtiras, mantığa sığmayan işleri yaptıran bir canavar gibidir. Tehlikelidir, İnsanlar, mutlu olmak, her zaman en iyi yerde olmak için sahip oldukları, sevdikleri, değer verdikleri her şeyi ihtiraslarını elde edebilmek için gerektiği durumlarda hiç düşünmeden, seve seve feda ederler.
İnsanlar, ihtiraslarının hedeflerine ulaşmak için her şeyi normal saymaması gerekir. Yaptıklarını da yapacaklarını da bilerek yapmalıdır. Yaptıkları ile geldiği yerin kıymetini bilmeli ve ne oldum değil de ne olacağım diye düşünmelidir.
İnsanlar, yaşamları boyunca etrafındaki insanların, kendilerinden uzaklaşmalarına ve kendilerinin yalnız kalmalarına sebep olacak her türlü yanlışlığı ve kötülüğü yapmalarına sebep olacak ihtiraslarından uzak durmalıdır.
İnsanlar yaşamlarının kısa ve sonunun olduğunu bilmeliler, yaptıkları işlerin ve eserlerin ömrünün çok daha uzun olduğunu bilmeliler ve ihtiraslarının esiri olarak yaşamamalılar. Kendilerinin çıkarı kadar toplumun çıkarlarının da yarınlarını dengelemeyi ve bir sonraki nesli düşünerek yaşamalılar.
İhtiraslı insanlar, "Önlerine gelenleri kapan, arkalarında kalanları tepen" paylaşma bilinci olmayan, hırslı insandır.
TC Bilal Gürer