4 TEMEL GIDA GÜVENLİĞİ KURALI
Yaptığınız yemek ne kadar iyi olursa olsun, sizi ya da misafirlerinizi hasta etmesi, bütün emeklerinizin boşa gitmesi anlamına gelir. Gıda kaynaklı hastalıklar, düşündüğünüzden çok daha yaygın.
Gıda zehirlenmesinin belirtileri kişiden kişiye ve durumdun duruma göre değişse de genelde mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı gibi semptomları içeriyor. Yaşça büyük kişilerde ya da bağışıklık sisteminde sıkıntıları olan kişilerde sonuçlar çok daha ciddi olabiliyor.
İşte bu yüzden bahsettiğimiz şu 4 temel gıda güvenliği kuralını harfi harfiyen uygulamak çok önemli: temizle, ayır, pişir ve soğut. Bu adımlar, düzenli bir şekilde uygulandıklarında gıda zehirlenmesi riskini büyük ölçüde azaltıyorlar. Uzmanların görüşlerinden derlediğimiz bu güvenlik önlemleri ile hem kendinizi hem de sevdiklerinizi gıda zehirlenmesinden koruyabilirsiniz.
TEMİZLEME İŞLEMİ
Temiz eller: Herhangi bir tarife başlamadan önce, ellerinizi mutlaka ılık su ve sabunla 20 sn boyunca yıkayın, diyor gıda güvenliği uzmanları. Unutmayın, elleriniz, mutfaktaki en temel aracınız; dolayısıyla onları temiz tutmak, her şeyden önce gelmeli.
Temiz eşyalar: Ek olarak, mutfakta kullanacağınız her türlü aracı, çatal bıçağı, tabakları, kesme tahtalarını vs. iyice yıkayın. Yine ılık su ve sabun kullanın, her türden yiyeceği hazırladıktan sonra tekrar tekrar yıkayın.
Temiz ürünler: Meyve ve sebzeleri, tüketmeden hemen önce soğuk suyun altıda yıkayın. Uzmanlar göre bu adım, yiyeceğin yenmeyen kısımları olsa bile (karpuz ya da portakal gibi) önemli; çünkü kabuk üzerinde kir ya da mikroplar birikebiliyor. Sert kabuklu meyve ve sebzeleri, akan suyun altında elinizle ovalayarak ya da bir fırça yardımıyla fırçalayarak yıkayın. Asla sabun ya da deterjan kullanmayın çünkü bu kabuklar gözenekli oluyor. Meyvenin içinde kimyasal madde girmesini istemezsiniz.
AYIRMA İŞLEMİ
Bir diğer temel gıda güvenliği uygulaması, ayırma işlemi. Bu, çapraz bulaşmayı, yani patojenlerin bir yüzeyden diğerine geçişlerini engellemek açısından kritik. Örneğin, bir kesme tahtası üzerinde balık ya da et kestiğinizde ve aynı tahta üzerinde sonra da marul doğradığınızda, marul balığın mikroplarından alacaktır. Somon piştikten sonra mikroplardan arınırken, muhtemelen çiğ tüketeceğiniz marul hastalıklara davetiye çıkaracaktır.
Dolayısıyla, uzmanlar, taze gıdalarla çiğ kırmızı ve beyaz et ve deniz ürünleri için kullanılan kesme tahtalarının ayırılmalarını tavsiye ediyor. Kesme tahtaları, hangi türden olursa olsunlar, bakterileri saklama potansiyeline sahipler.
Çiğ gıdalarla tüketilmeye hazır gıdaları ayrı ayrı paketlenmiş şekilde saklayın. Bu ayırma işlemi, çiğ ve tüketime hazır gıdalar söz konusu olduğunda da gerekli, ister market poşetinde olsun isterseniz buzdolabında. Çiğ etleri, deniz ürünlerini ve yumurtaları, pişmiş, yemeğe hazır, taze ürünlerden uzak tutun. Bunu, çiğ ürünleri plastik poşetlere ya da saklama kaplarına koyarak yapabilirsiniz.
PİŞİRME İŞLEMİ
İnsanlar, genel anlamda, pişmiş ile çiğ gıdalar arasındaki farkı anlayabilirler. Ancak yiyeceğin potansiyel patojenlerin öleceği kadar pişip pişmediğini anlayamazlar, diyor uzmanlar. Örneğin, çoğu insan, ortası kararan burgerin pişmiş olduğunu düşünür. Ancak yiyeceğin rengine ve dokusuna bakmak yeterli değildir. Emin olmak için gıda termometresi kullanmak gerekir.
Yiyeceklerde ısı nasıl ölçülür: Gıda termometresi, etin ve yumurtanın iç ısısını ölçmeyi sağlar. Termometre kullanarak, bir yandan ailenizi zararlı bakterilerden korumuş olur bir yandan da fazla pişmeyi önleyerek maksimum lezzeti elde edebilirsiniz.
Aşağıdaki gıda türlerini, belirtilen ısılara kadar pişirmek gerekiyor:
Biftek ya da doğranmış formdaki çiğ etler, ateşten alınmadan önce 62°C’ye ulaşmış olmalı.
Çiğ sığır, dana ve koyun kıymasının iç ısısı 71°C’ olmalı.
Tavuk etinin iç ısısı ise 73°C olmalı.
İç ısı ölçümü yaparken, termometreyi etin en kalın kısmına batırın. Termometrenin ucu, kıkırdağa, kemiğe ya da yağa değmemeli diye ekliyor uzmanlar.
SOĞUTMA İŞLEMİ
Uzmanların belirttiğine göre yiyecekleri daha sonra tüketmek ya da atıştırmalık yapmak üzere açıkta bırakmak cezbedici olsa da bu şekilde hareket etmek hastalık kaynağı bakterilerin üremesine çanak tutar. Bu durum, oda sıcaklığında uzun süre kalan ve 4° ile 60°C’ye kadar giden tehlikeli ısı aralığına ulaşan gıdalarda görülüyor. Bu sıcaklıklarda, bakteriler hızla artarak sadece 20 dk içinde sayıca iki katına çıkıyor. Bazı patojenler, toksin bile üretebiliyor.
Kalan yiyecekleri güvenli bir şekilde muhafaza etmek: En etkili gıda güvenliği uygulaması, kalan yiyecekleri piştikten sonra 2 saat içinde buzdolabına kaldırmak uzmanlara göre. Yiyeceklerinizi hava geçirmeyen saklama kaplarında muhafaza edin ve 2 saatten uzun süre açıkta kalan yiyecekleri yemeyin. Kalan yiyecekler, buzdolabında 3 ila 4 gün, dondurucuda ise 3 ila 4 ay boyunca saklanabilir. Bulunduğunuz bölge sıcak bir iklime sahipse eğer, yiyeceklerinizi bir saatten fazla dışarıda bırakmayın.