GÖRÜNÜŞLER İLE DÜŞÜNCELERİ AYNI OLMAYAN
Hatalarımızı yüzümüze söyleyen düşmanlarımızdan daha da kötü düşmanlardır. “Yere bakarlar, yürek yakarlar”. Kalp sevgileri olmadığı için, kendi işleri görülsün diye sessiz görünüp gizliden gizliye ve sinsice dolap çevirirler.
Kendi yapmaları gereken şeyleri başkalarının yapmasını beklerler. “şahsi çıkarlarını alana kadar iyilik yapanların yanından ayrılmazlar, gerektiğinde iyiliklerini gördüklerinin hepsine arkalarını dönerler”.
Hırslı, açgözlü ve nankördürler, karşısındakileri ez zayıf yönlerinden vururlar. Yalanda dolanda sınır tanımazlar. Laf getirip götürenlere bayılırlar, gelene ağam, gidene paşam derler. Hem yalancı, hem çıkarcı hem sinsi, hem de ikiyüzlüdürler.
İyi görünüp kötülük yaparlar, sözlerinde tutarsızlık gösterirler ve öfkelerini, kinlerini kimseye sezdirmezler. Dakikaları dakikalarını tutmaz, çıkar kokusunu hemen sezerler. Çıkar ilişkilerini içten içe planlayıp ona göre hareket ederler.
Kendilerini hep haklı görürler. Korkulması gereken sinsi ve gücünü kendileri için kullanan, arkadan iş çeviren kötü kimseler. Gelen ağam, giden paşam, derler. Her ortamda başka gömlek giyerler. Para için dostlarını arkadan vururlar ve haklarını yerler.
Samimi ve candan gözükürler, makam ve mevki kazanmak için yüze gülerek ve bin bir kuyu kazarak düzenlerini kurarlar. Öfkelerini, kinlerini kimseye sezdirmezler, iyi görünüp kötülük yaparlar, yapacakları kötülükleri sezdirmezler.
Öfkelerini, kinlerini kimseye sezdirmezler, iyi görünüp kötülük yaparlar. Hem ikiyüzlü, hem de çıkarcıdırlar. Uzun vadeli düşünürler, herhangi bir işe başlamadan önce, işin sonucundan yararlanıp yararlanamayacaklarını hesap ederler.
Çıkar ilişkilerini içten içe planlayıp ona göre hareket eden, ufku dar ve boş beyinlidirler. Kötü ve kıskanç yüreklidirler. Yürekleri zayıf olan insanlar arasında karışıklık, kargaşa, geçimsizlik, huzursuzluk çıkarmayı, bozgunculuk yapmayı ve ara bozmayı severler.
İçten pazarlıklı insanlar, öfkelerini, hırslarını, edepsizliklerini ustaca saklarlar. Hiçbir insani değeri önemsemezler, toplumun genelini ilgilendiren hiçbir olguyu ciddiye almazlar, kendilerinden başka kimselere de zerre saygı duymazlar, saygı göstermezler.
İçten pazarlıklı insanlar, başkalarının ihtiyaçlarını ve beklentilerini dikkate almazlar. Kendi çıkarlarına odaklanırlar ve düşünce dünyalarını kendi çıkarlarına ve isteklerine göre şekillendirirler. Başkalarının ihtiyaç ve beklentilerinin önemsiz olduğunu düşünürler.
Yaşam kaliteleri bozuk, sevilmeyen, yalnız kaldıkları için bireyselleşmiş duygularla yaşayan bu insan modelleri, karda yürür izlerini belli etmezler, başkalarını harcayarak kendilerini öne çıkarmak için her türlü hileli yollara başvururlar. İşbirliği yapmayı sevmezler.
“Görünüşler ile düşünceleri aynı olmayan” bu kişiler karşısındaki insanları hiç ama hiç önemsemezler. Devamlı olarak saf değiştirip dururlar, kadir kıymet bilmedikleri gibi vefalı da olmazlar. Yeri geldiğinde anında satarlar. Kendileri pişirir kendileri yerler.