Nedendir bilmem fakirlik kelimesi bana hep yavan gelmiştir, fukaralık ifadesini ise daha maneviyat yüklü, daha gerçekçi bulmuşumdur. Fakirliğe düşeni dost, fakirliğin kendisini düşman bilenler “İNSANDIR” sözü ne kadar çarpıcı insanlıktan nasiplenenler için…
Fakirlik, maddi bakımdan yaşanan zorlukları anlattığı manevi eksiklikleri daha fazlasıyla kapsar. Bazı insanların elleri sıkıdır, paralarını harcamazlar ki bu insanlar sevgi bakımından, bilgi bakımından, dost bakımından da fakirdirler aslında.Bu bakışla, malları ve paraları olmayanlar veya yoksul bir aileye mensup olanlar fakir değildir.
Fakirlik, dünyanın en kötü şeylerindendir. Gerçek fakirler, alın teri ve göz nuru ile hak ederek para kazanma amaçları olmayan, ruhları yaralı olan kimselerdir. Tembeldirler, iş yapma fırsatları varken yapmaktan ve çalışabilecekken çalışmaktan kaçarlar. Başkalarına muhtaç olarak ve onların sırtlarında geçinerek yaşamaya çalışırlar.
Fakirlik, insanların şahsiyetini, karakterini ve tabiatını bozar. Muhtaç oldukları insanlardan bir şeyler koparmak veyahut onların gönlünü almak için hep onların hoşuna giden şeyleri konuşmak zorunda kalarak kişilik kaybına uğrar ve menfaatleri için gereksiz iltifatta bulunurlar.
Fakirlik, insanların düşünceleri üzerinde olumsuz etki yapar. Düşüncelerini ve hayallerini parçalayıp dağıtır. Hor görülmelerine ve acınacak duruma düşmelerine sebep olurlar. Akılcı düşünmezler, yeni fikirler geliştirmek, deneyimlilerden faydalanmak için kendilerini yormazlar.
Fakirler, matematik bilmezler. Sorumsuz ve rahat tavırlarla gelirlerini ve giderlerini hesaplamadan harcama yaparlar, hesap kitap yapmadan borçlanırlar. Borçlarını geri ödemekte zorlanınca da yalan söylerler, söz verirler lakin sözlerinde durmazlar.
Fakirlik, toplumların maddi veya manevi birtakım değerlerden yoksun olarak hayatlarını devam etmelerine sebep olur. İnsanların ahlaklarını, şahsiyetlerini ve inançlarını bir değirmen gibi öğütür. Kararlarının isabetli olmasını engeller. Fikirlerini dağınık, kalplerini meşgul yapar.
Fakirler, günlük yaşarlar ve çevrelerini rahatsız edecek faydasız işler yaparlar. Halkın haklarını aramazlar. Manen ve madden güçlü olmak, ilerlemek ve üretmek için çalışmazlar. Belleri bükük, boyunları eğik yaşarlar.
Fakirler, hayat planlamalarını yanlış yaptıkları için paylaşma, dayanışma sevgi, şefkat, merhamet ve insanların ihtiyaçlarını giderme duyguları olmadan yaşarlar. Akıl, güzellik ve dünyalık yönünde eşit yaratılmadıklarını bilmeyen fakirler, utanılacak şeyleri yapmalarına sebep olan tembelliği gidermek için de çalışmazlar.
Fakirler, yeni bir fikirler üreterek yeni ürünler geliştirmek için ellerindeki tüm bilgileri, tüm kanalları ve tüm ilişkileri kullanmazlar. Bilgiyi edinmenin önemini bilmezler ve peşinde koşup öğrenmek ve öğretmek için aramazlar. Terbiye fakiri olarak yaşarlar.
Gönülleri fakir olanlar duygusuz ve ruhsuz kimselerdir. Zengin olmak, servet kazanmak için eğilirler, bükülürler ve her kalıba girerler. Başkalarını kandırarak, geri bırakarak ve yoksullaştırarak kazandıkları paraları sadece kendileri için harcarlar. İyilik yolunda tek kuruş harcama yapmazlar.
Ahlaken fakir olanlar insanlar, iyi şeyler yapma düşünceleri olanlara zarar verirler, çalışanlara engel olurlar. İnce ve güzel düşünemezler. Hayatın huzursuz yaşanmasına sebep olurlar. Maddî ihtiyaçları için rüşvet, hırsızlık ve hak yemek gibi ahlak dışı işler yaparlar.
Fakirlik, köleliğe zemin hazırlar, maddî güce ve siyasî nüfuza boyun eğdirecek ortamı geliştirir. Fikir ve çıkar köleliğine yol açar. Değer yargılarını alt üst eder ve adaleti çiğneterek suça yönlendirir.
İnsan olarak yaşamayı" FAKİR" olarak yaşamamayı istiyor isek, tembelliğe ve hak yiyenlere savaş açacağız. Lüks üretim ve tüketime karşı çıkacağız. Rantçılara ve karaborsacılara karşı mücadele vereceğiz, bunların sömürü ve zulüm aracı olduklarını haykıracağız. Sağlığımızı kemiren, üretim gücümüzü zaafa uğratan, toplum ahlakımızı çökerten ve lüzumsuz harcamalara sebep olan her şeyden uzak duracağız. Bu harcamaları yaptırtan halkı her yönden maddi ve manevi olarak sömürenlere karşı kültürel savaş ilân edeceğiz. Sonra da vicdan rahatlığı içinde yaşayacağız.
T.C Bilal Gürer