ENKAZDAKİ ÇİÇEKLER UMUDUN SEMBOLÜ
Kahramanmaraş merkezli depremlerin en çok etkilediği şehir Hatay. Yerle bir olan kentte yara sarma çalışmaları sürüyor. Hataylılar zor koşullara rağmen hayata tutunmaya çalışıyor. Onların hayata tutunmaya çabasına, Hataylı bir illüstratör olan Çağla Köseoğlu da yıkılan binaların üzerine, “umuda yer açılsın” diye “günebakan” resimleri çizerek, destek olmaya çalışıyor.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu olan Köseoğlu, Hatay Akademi Senfoni Orkestrası ve Onur Polat’ın “Hatay’ı renklendiriyoruz” çağrısının ardından kente gelerek çalışmalarına başlamış:
BOŞ BİR DUVARLA BAŞLADI
“Aslında amacım Hatay Akademi Senfoni Orkestrası ve Onur Polat’ın çağrısına katılmaktı. Çizim yaparken boş bir duvar gördüm ve aklıma Maraş’ta çekilen ayçiçeklerinin fotoğrafı geldi. Ve yıkılacak bir evin duvarına yaptım. Hem mekanın hatırasına saygı hem de yıkıntılar arasında umuda yer açsın diye. Küçük bir kız kendi konteynerine de yapıp yapamayacağımı sordu. Çizimi yaptığımda o küçük kızın mutlu olması beni de mutlu etti, böyle karar vermiş oldum aslında. Amacım insanlara hem umut vermek hem enkazlar arasında yaşamın olduğunu vurgulamaktı.”
ESKİ ANTAKYA’NIN UMUDU
Neden “günebakan” resimleri çizdiğine ilişkin soruya da Köseoğlu şöyle cevap veriyor:
“Benim doğduğum ev de, çocukluğumun geçtiği ev de yıkılmış, buralar birçok insana mezar oldu. Zeytinliklerle dolu olan köylerde, plansız bir yapılaşma oldu. Ve bir çoğu arkadaşlarımıza, ailemize, eşimize, dostumuza mezar oldu. Rönesans Rezidans Cennet Bir Köşe olarak tanıtılmıştı. Buralarda bir zamanlar yaşam vardı ve yaşayan insanlar günebakanlardı. Bu benim için bir vefa borcu ve anma, hatırlama, hatırlatma. İnsanların evlerinin mezar olması, kulağa o kadar ağır geliyor ki. Bunu görmezden gelemeyiz, o alanlardaki yaşamı hatırlamalı, unutturmamalıyız, o binaları yapanlara da izin verenlere de öfkelenmeliyiz. Bu yıkımın ardında bir zamanlar yaşam vardı ve yine yeşerecek olan bir yaşam var. Umudumuz var. Ben yaparken yaşayanları düşünüyorum, hikâyeleri düşünüyorum. Eski Antakya’nın umudunu hissediyorum insanlara birazcık umut hissettirsin istiyorum.”