EK MTVDE GEREKÇELİ KARARINI AÇIKLADI
Anayasa Mahkemesi, ek MTV'nin iptal isteminin reddedilmesine ilişkin gerekçeli kararını açıkladı. Deprem nedeniyle oluşan ekonomik kayıpların hangi vergilendirme araçlarıyla giderileceğinin takdirinin yasama organına ait olduğunu belirten Yüksek Mahkeme, kararın mali güce göre vergilendirme, vergi yükünün adaletli dağılımı ve eşitlilik ilkeleri ile çelişmediğini belirtti.
Anayasa Mahkemesi (AYM), 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde oluşan ekonomik kayıpların telafisi amacıyla Temmuz ayında uygulamaya konulan ek motorlu taşıtlar vergisi (MTV) alınmasına yönelik yasanın iptali istemli başvurunun reddedilmesine ilişkin gerekçeli kararını yayımladı.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan gerekçeli kararda, CHP milletvekilleri Özgür Özel, Burcu Köksal, Gökhan Günaydın ve 126 milletvekili tarafından yapılan iptal başvurusunu inceleyen Anayasa Mahkemesi, deprem nedeniyle oluşan ekonomik kayıpların hangi vergilendirme araçlarıyla giderileceğinin takdirinin yasama organına ait olduğunu belirterek, 2023 yılı için ek MTV alınması yolunda düzenleme yapılmasının gereklilik kriterini karşıladığını değerlendirdi.
TAŞIT SERVET UNSURU GÖSTERGESİ, MAKUL DENGESİZLİK YOK
Yüksek mahkeme, ek MTV'nin bir defalığına ödenmesinin öngörülmesinin ihtiyaç duyulan finansmanın sağlanmasına katkı sağlayacağı gözetildiğinde kuralın bu meşru amaca ulaşma bakımından elverişli olduğunun anlaşıldığı görüşüne yer verdi.
AYM ayrıca, kişinin sahip olduğu taşıtın bir servet unsuru olarak mali gücünün göstergelerinden biri olduğunu, depremler nedeniyle oluşan maddi kayıpların büyüklüğü karşısında bu kayıpların giderilmesi sonucunda elde edilecek fayda ile araç sahiplerinin katlanacağı külfet arasında makul bir dengesizliğin bulunmadığını kaydetti.
VERGİ YÜKÜNÜN ADALETLİ DAĞILIMI VE EŞİTLİK İLKELERİ İLE ÇELİŞMİYOR
Mahkeme, tüm hususlar gözetildiğinde MTV'nin toplumun tüm kesimlerini kapsayan yaygın bir vergi olduğu da dikkate alındığında kuralın mali güce göre vergilendirme, vergi yükünün adaletli dağılımı ve eşitlilik ilkeleri ile çelişmediği sonucuna varıldığını belirtti.