Bilmediklerini bilmeyenler, dünyada sonuçları olumsuz durumların meydana gelmesine sebep olan, yanlış işlerin tamamını bilmedikleri hâlde biliyorum diye yapanlardır. Neyi neden yaptıklarını, doğruyu ve yanlışı her yönü ile bilmezler. Neye ve kime hizmet ettiklerini düşünmezler.
Sonu kötü ve olumsuz olan davranışlarda bulunurlar. Negatif enerji saçarlar. Ağızlarından çıkan sözlerle insanların moralini bozarlar. İnsanları, işleri düşünce ve çıkarları için ararlar. İşleri bitince aramazlar, sormazlar. Onların işleri düşünce, yardım etmezler. Kimin yanındalarsa en sevdikleri onlar olur ve onları severler. Hep yanlış yaparlar ve yanlışlıkların ortağı olmayı kabul ederler.
Bilmediklerini bilmeyenler; davranışlarında güven sorunu olan, inanılmaması ve güvenilmemesi gereken “erdemsiz” ve “bilgisiz” insanlardır. Adımlarını planlamadan attıkları için de çok hata yaparlar. Bunların arkalarından giden insanlar da toplumlar da çok zarar görürler.
İnsanlığın en büyük sorunu “Bilmiyorum ancak bunları bilenlere soralım.” demeyen, ekip ruhuyla çalışmayı bilmeyen görgüsüz ve cahillerdir. Bilmediklerini bilmeyenler, bildiklerini sananlar, her yerde, her konu hakkında bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmaya çalışırlar ve etraflarına zarar verirler.
Bilmediklerini bilmeyenler; bilgileri az, benlikleri fazla, kendi özelliklerini yüceltmeye çalışırlar. Kendilerini olduklarından büyük görürler ya da kendilerini devamlı öne çıkartmaya çalışan bu tipler, inandıkları ve doğru bildikleri yanlışları da başkalarına dayatırlar. Kendi doğrularından başka doğruları duymak bile istemezler.
Bilmediklerini bilmeyenler; yapamayacakları şeyleri söylemenin, gösteriş yapmanın büyük bir suç olduğunu düşünmeden manasız davranan cahillerdir. Bu cahiller, etraflarının yaydıkları itibarla diğer insanların kalplerine ve zihinlerine hükmederler. Elde ettikleri güç makam ve yetkilerle herkese zarar verirler.
Bilmediklerini bilmeyenler sadece kendilerine değil, çevrelerine ve insanlığa da zarar verirler. Kaba kuvvetleriyle hep kazanmak isteyen, yetersiz ve açgözlülerdir. Cahillerden daha tehlikeli olan bu tipler, çağımızda bilginin ve bilgili olanların üstün ve güçlü olduklarını bilmezler. Yarı cahil halleriyle yanlışlıklarını kabul ettirirler.
Bilmediklerini bilmeyenlerin en kötü huyu, kalemin şiddet ve güç kullanmayı küçücük bir ucuyla reddederek kazandığı başarının, savaşarak kazanılan başarıdan büyük olduğunu bilmemeleridir. Bu karakterdekiler, kendilerinden farklı olanlara karşı, her türlü ayrımcılığı yapmayı kendilerine hak görürler.
Bilmediklerini bilmeyenler, kötü fikirlilerdir. Bilginin çok değerli ve bilgili kişilerin de çok faydalı olduklarını bilgi ne kadar yararlı ise, eksik ve kusurlu bilginin de o kadar zararlı oluğunu bilmezler. Önemli bir işin başında olduklarında da söz dinlemeye de anlamaya da kapalıdırlar. Öğrenmeye de değişmeye de kulaklarını sağır, gözlerini de kör ederler.
Bilmediklerini bilmeyenler tartışma kültürleri ve demokrasi anlayışları olmayanlardır. Kendileri gibi olmayanların düşünce ve görüşlerini ya da inançlarını aşağılarlar. Hiçbir fikirlerini kabul etmezler, en iyi düşünen, en akıllı olan olarak kendilerini kabul ederler. Farklı düşünenlerin, ifade özgürlüklerine saygı duyulması gerektiğini bilmezler.
Bilmediklerini bilmeyenler; çevresindeki cahillere, dalkavuklara dağıttığı olanaklarla ve onların övgüleriyle yücelirler.
T.C. Bilal Gürer