
BARIŞ İÇİN YAŞAYANLAR
Atatürk gibi düşünürler, insanı güzelleştiren bilgiye yatırım yaparlar, içinde yaşadıkları dönemi doğru anlarlar. Atatürk’ün, düşmanları yurdumuzdan kovduktan sonra, barış içinde kardeş gibi yaşamak için “Yurtta sulh, cihanda sulh.” yani “Yurtta barış, dünyada barış.” anlayışının önemini bilirler ve BARIŞ içinde yaşamak için çalışırlar.
Toplumun sıkıntılarını yüreklerinde hissederler, bütün bilgi ve birikimlerini halkı için kullanırlar. Kimsenin kimseden farklı olmadığını bilirler ve köleliğin her türlüsüne karşı dururlar. Her insanın düşüncesine ve inancına saygı duyarlar, şereflerinin çiğnenmesine ve haklarının yenmesine engel olurlar.
İnsanların kıymetini bilirler, kimseyi kırmazlar, üstünlük sağlayarak öne geçmeyi, cana kıyıp kan içmeyi engeller. Paylaşmayı barışın esası sayarlar. Kimsenin ağlamaması için, insanın insana yardımcı ve destek olmasını sağlarlar. Kimsenin kimseyi ezmesine, kuyusunu kazmasına ve onları öldürmesine izin vermezler.
Herkesin birbirini sevmesi, hoş görmesi, herhangi bir kin gütmeden, huzuru bozan kavgalara, savaşlara girmeden hayatı güzel yaşamalarını sağlarlar. Organlarını iyi kullanırlar, fikir dünyalarında düşmanlık, hakaret, zulüm ve haksızlık gibi kötü hareketlere yer vermezler.
Sevgiyi yaşadıkları günden yarına yayarlar, insanları sevmeyi sağlayan barışın en kötüsünü bile değerli görürler. İnsanları birbirlerine düşürmek için aralarına ayrılık ve kin sokmazlar. Çıkar sağlamak ve kendi üstünlüklerini sürdürmek için, sen şusun, sen busun şeklinde ayrıştırmalar yapmazlar.
İnsanların birbirine zarar vermeden, savaşmadan, kan dökmeden veya şiddet uygulamadan yaşamalarını sağlarlar. Düşmanlıkların, kötülüklerin, kavgaların, savaşların olmasına engel olurlar. Karşılıklı anlayış ve hoşgörü, uyum, birlik, bütünlük ve huzur içinde yaşamayı sağlar.
Barış hem toplumu güçlendirir hem hayatı daha kolaylaştırır. İnsanların karşı karşıya gelmemelerini, korku içinde yaşamamalarını, üretmek için verimli, huzurlu ve mutlu çalışmalarını sağlarlar. İnsanların çıkarları için her türlü kötülüğü, zalimliği yapmalarına engel olurlar.
Tertemiz kalpleriyle sevginin ve saygının artması, açlık, yoksulluk ve hastalık çekilmemesi için dünyayı yaşanır hâle getirirler, kan yerine herkesin birbirine kardeşim demesi için ter akıtırlar. İnsanların, mutsuz ve umutsuz yaşamaması, bilim ve sanatta daha çok ilerlemesi ve her yönde gelişmesi için katkıda bulurlar.
İnsanların hayatlarını anlamlı ve güzel yaşaması için, toplum düzensizliklerinin olmasını engellerler. Toplumdaki herkesin birbirine saygı duymasını, birbirinin yanlışlarını hoşgörüyle karşılamalarını ve toplumun her zaman dayanışma içinde olmasını sağlarlar.
Toplumun dostluk, güven, huzur, adalet ve ahlak ilkelerine uygun yaşaması ve insanların hoşgörülü olmalarını din, dil, renk ve cinsiyet farklılıklarından ötürü aşağılamalarını engellerler. Kimsenin kalbini kırmazlar ve mukaddeslerine yaşama hakkı tanırlar.
İnsanların yapıcı, üretken ve faydalı kişiler olmaları için, yaşadıkları toplumun değerlerine önem verirler ve korurlar. Barış içinde yaşamak için, kimsenin kimseye boyun eğmeden yaşamasının önemini bilirler; sevmeyi, sevdirmeyi, sevindirmeyi ve insanların insanlara yardımcı ve destek olmalarını öğretirler.