BANA İNANMAMIŞTIN
Bir tarihte Kayseri'ye bir Yahudi gelmiş.
Adı da Moizmiş. Ticaret yapmak için Kapalıçarşı'da bir dükkan tutmuş. Mekan komşularına sormuş;
'Bu çarşıda en çok kimden çekinmeliyim ?'
Birkaç dükkan ötesini gösterip "Bak orada bir Ahmet Ağa var onun yanına desturla yanaş." demişler.
Moiz gitmiş Ahmet Ağa'nın yanına. Dükkan bomboş. 'Ne iş yaparsın Ahmet Ağa?' diye sormuş.
"Her şeyi alıp satarım." demiş Ahmet Ağa. Moiz şaşırmış; 'O da ne demek?' Ahmet Ağa; "Mesela kabul edersen senin dişlerini satın alırım. Moiz; 'Olur mu öyle şey?'
Ahmet Ağa; "Neden olmasın? Dişlerine 10 altın veririm. Ömrünün sonuna kadar ağzında kalsın, öldükten sonra benim olsun."
Moiz içinden 'Bu saf adama mi kurnaz diyorlar.' diye gülmüş. İyi ki bu Kayseriye gelmişim çok paralar kazanırım diye içinden geçirmiş. '
Kabul, ver 10 altını. demiş.
Aradan birkaç gün geçmiş. Ahmet Ağa yanında iki-üç kişiyle Moiz'in dükkanına gelmiş;
"Dişlerine müşteri çıktı. Mali görmek istiyorlar! Aç ağzını!" demiş. Moiz, 'Hani dişlerim ölünceye kadar benimdi' diye kızmış.
Ahmet Ağa, "Canım ölümünden sonra teslim etmek üzere satacağım." demiş. Müşteriler Moiz'in dişlerine 12 altın vermişler, Ahmet Ağa az bulup teklifi
reddetmiş. Ertesi gün Ahmet Ağa bir başka müşteri grubuyla yine Moiz'in dükkanına damlamış.
Yine dişleri muayene, yine pazarlık, müşteriler 15 altına çıkmış. Ahmet Ağa yine reddetmiş. Üçüncü gün başka müşteri, dördüncü, beşinci gün..
Sonunda Moiz patlamış: 'Beni hayvan pazarında dişleri kontrol edilen Eşek durumuna düşürdün. Al şu 10 altınını!' Ahmet Ağa;
"Olur mu? Bu dişler 20 altını gördü. 30'dan aşağısına geri vermem." Moiz çaresiz, her gün ağzını kontrol ettirmektense 30 altın vermeyi tercih etmiş. Ahmet Ağa gülmüş;
"Gördün mü? Ben sana her şeyi alıp satarım dediğimde bana inanmamıştın!"