BAĞIRSAKLARIMIZ ÖSTROJENLERİMİZİ KONTROL EDİYOR
Hipokrat'ın 2000 yılı önce söylediği “Bütün hastalıklar bağırsakta başlar” sözünün ne kadar doğru bir kez daha bu sefer kadın hormon bozuklukları konusunda anlaşıldı.
Yeni bilgiler bize bağırsaklarınızın kadın hormon dengesizliklerinde de büyük rol oynadığını gösterdi. Kadınlarda östrojen seviyelerinin denge içinde olması gerekir. Östrojen fazlalığı ve azlığı birçok hastalığa yol açar.
Bağırsak mikrobiyotası östrojende sorunlara neden olabilir!
Bağırsaklarla östrojen denilen kadınlık hormonları arasındaki ilişkiyi anlatan yepyeni bir bilimsel kelime var: Östrobolom. Bu östrojenler ile mikrobiyomun ilgisini gösteren yepyeni bir terim.
Eğer bağırsaktaki bakterileriniz bozulursa östrojenlerinizde sorun yaşayabilirsiniz.
Her insanın vücudunda yaşayan trilyonlarca çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük canlı yaşar. Mikrobiyota ismi verilen mikroorganizma topluluklarının insan bedenindeki ortalama sayısının 100 trilyon civarındadır. Bu bakteriler vücut ağırlığımızın 2 ila 3 kilogram kadarını oluşturur.
Mikrobiyotanın kendi içinde bulundurduğu genetik materyale “mikrobiyom” denir. Bu canlı organizmaların bazıları bizler için yararlı bakteriler iken bazıları da zararlı olabilir. Bağırsaklar, bu ikisi arasında hassas bir denge kurar. Bağırsak mikrobiyotasının sağlığı, bu bakterilerin dengesine ve çeşitliliğine bağlıdır. Yararlı bakterilerin sayısı arttığında, bu bakterilerin sağlıklı bir flora dengesini geliştirerek ve zararlı organizmalarla mücadele ederek metabolizmamızı destekler.
Östrobolom ve hastalık riski
Östrobolom aracılığıyla bağırsak mikrobiyomu, bir kadının yaşam boyu östrojen seviyesini doğrudan etkileyebilir ve ayrıca hastalık riskini de doğurur. Östrojene duyarlı kanserler ve endometriozis dahil olmak üzere, östrojen etkisi olan çeşitli hastalıklarda östrobolomun rolü vardır.
Yüksek seviyelerde olmaması gereken bazı zararlı bakteri türlerinin üstünlük sağladığında östrobolom dengesi bozulur. Zararlı bakteriler östrojen emilimini sağlayan salgı olan beta-glukuronidazı normalden daha fazla yükseltir. Bu enzim dolaşımdaki östrojen seviyelerini aşırı derecede yükseltebilir ve birçok kadın hastalığına yol açabilir.
Östrobolomun meme ve diğer östrojene duyarlı kanserlerde çeşitli mekanizmalar yoluyla etki gösterdiği öne sürülmüştür!
Östrojenlerin vücudumuzdan işlenerek metabolizma olması ve atılması gerekir. Eğer östrobolom, östrojenin bağırsaklardan emilerek yeniden dolaşıma girmesini ve östrojen seviyesinin yükselmesini sağlıyorsa, artan toplam östrojen ayrıca bağışıklık sistemi fonksiyonunda değişikliklere neden olur, hastalıklara yol açabilir.
Adet öncesi belirtiler
Östrojen seviyelerindeki dalgalanmalar, her aşamadan geçerken adet döngülerinin ritmini yaratır. Ancak bağırsaklarınız düzgün bir şekilde düzenlenemediğinde, dengesiz östrojen seviyeleri şişkinliğe, adet migrenlerine, ağır adet dönemlerine ve bununla birlikte artan adet ağrısına katkıda bulunabilir.
Endometriozis
Endometriozisli kadınlarda östrojenlerin vücuttan geri emilimini sağlayan bağırsaktaki zararlı bakteriler çoğalır bu da endometriyal doku büyümesini uyaran daha yüksek östrojen seviyelerine yol açar. Endometriozisli kadınlarda IBS (İrritabl Bağırsak veya Huzursuz Bağırsak Sendromu) oranlarının çok daha yüksek olması, endometriozis ile bozulmuş mikrobiyom arasında önemli bir bağlantı olduğunu düşündürmektedir.
Polikistik Over Sendromu
PKOS'lu kadınların mikrobiyal çeşitliliğinin önemli ölçüde düşük olduğunu gösterilmiştir. Kadınlarda bozulmuş mikrobiyal denge (disbiyoz) hem insülin direncine hem de artan testosteron üretimine katkıda bulunur.
Döngüsel meme ağrısı
Yüksek östrojen döngüsel meme ağrısına yol açabilir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar bağırsak mikrobiyomunun meme dokusundaki mikrobiyomu etkilediğini buldu. Bağırsaklarla meme gibi vücudun apayrı bölümlerinin birbiriyle bağlantısının çok çarpıcı bir örneğidir.
Menopozdaki mikrobiyomu bozulan kadınlarda kalp damar hastalıkları daha fazla tespit edilmiştir. Bağırsak bakteri dengesinin artması kalp damar hastalık riskini yükseltmekte olduğu 2022 yılında bir çalışma ile gösterildi.