AĞIZ KANSERİNİN BU BELİRTİSİNE DİKKAT
Ağız kanserlerinin başlangıçta çok belirgin olmayan değişim göstermeleri ve sinsice gelişmeleri nedeniyle erken dönemde tanı ne yazık ki alınamıyor. Ağız kanserlerinde tanının çoğunlukla olgular semptom verdikten sonra alındığını belirten Uzman Diş Hekimi Dr. Öğr. Üyesi Gülfem Özlü Uçan, "Semptomlar görüldüğünde hastalık yüzde 60 oranında ileri evreye ulaşmış oluyor. Erken teşhis edildiğinde tedavisi nispeten kolay olabiliyor ve hayatta kalma oranı da oldukça yüksek. Dolayısıyla erken tanı, hastaların hayatta kalmasında kritik bir öneme sahip. Diş hekimlerinin, hastalarının risk gruplarını belirleyip; ağız kanseri açısından yüksek risk taşıyan hastalarda farkındalık oluşturmaları büyük önem taşıyor" dedi.
ERKEN TANI KRİTİK ÖNEME SAHİP
Ağız kanserleri, doğrudan bir kanser olarak başlayabildiği gibi; sıklıkla prekanseröz lezyonun kanserleşmesi ile de gelişebiliyor. Erken tanının çok kritik olması sebebiyle diş hekimlerine büyük sorumluluk düştüğünü belirten Uçan, "Tanının yapılabilmesi için diş hekimlerinin ağız kanserleri ve prekanseröz lezyonları saptayabilmesi, bu konuda bilgi ve farkındalık düzeylerinin yüksek olması gerekiyor. Ağız kanseri açısından yüksek risk taşıyan hastalarda farkındalık oluşturup, düzenli kontrol muayenelerinin gerçekleştirilmesi ile ağız kanseri oluşumunda ve ölüm oranında ciddi bir azalma sağlanabileceği yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur" diye konuştu.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
Hasta muayenesinde, mutlaka kapsamlı oral mukoza muayenesi yapılması gerektiğini ifade eden Uçan, "Bu muayene hekimin yalnızca birkaç dakikasını alıyor ve ağız kanseri açısından şüpheli lezyonların fark edilmesinde bilinen en etkili yol olarak görülüyor. Bireylerin kendilerinde dikkat etmesi gereken, ağız kanserleri ya da tümörleri düşündürecek belirtilerden bahsettiğimizde; kazınamayan kırmızı, beyaz lezyonlar, şüpheli görülen yaralar, dört haftadan fazla süreyle ağız, çene ve yüzde hissedilen ağrı, boyunda son zamanlarda meydana gelen açıklanamayan şişlik, üç haftadan fazla süren yutkunma güçlüğü, herhangi bir travma veya periodontal hastalık ile ilişkili olmayan üç haftadan uzun süren mobilite (dişlerde sallanma) ve açıklanamayan kemik lezyonları gibi durumlarda gerekli önlemler alınmalı" dedi.