YAŞAMIN İLK 1000 GÜNÜ DİL GELİŞİMİNİ BELİRLİYOR
Çocuklar konuşmayı kendi hızlarında öğrenirler. Ancak bazı işaretler, bir çocuğun konuşma becerisi için bir rehber niteliği taşıyabilir. Uzmanlara göre ilk üç yıl dil gelişimi için büyük bir öneme sahip, ilk bir yıl ise en kritik dönem.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin, "Dil gelişimi önemlidir; çünkü beyinde anlama-kavrama, öğrenme, iletişim, sosyal, kültürel ve duygusal becerilerin gelişimi dil gelişimine bağlıdır. Beyin yaşam boyu öğrenmeyi sürdüren bir organ bu da dili iyi kullanmayla bağlantılı. Beyinde duyma, görme, zihin gelişimi gibi algısal işlevlerin hepsi konuşma merkezinin iyi gelişebilmesine bağlıdır. Beyinde bu tür işlevler genellikle 6 yaşa kadar yapılan bağlantıların iyi geliştirilmesine bağlıdır" dedi.
"İLK BİR YIL DİL GELİŞİMİNDE ÇOK ÖNEMLİ"
Seçkin, "Özellikle ilk bir yılın dil gelişiminde çok önemli olduğunu biliyoruz. Bu dönemde ebeveynler bebekle yeterince konuşmalıdır. Bebeklerin dil gelişiminde ev halkının onlarla konuşması, ona yüksek sesle kitap okuması, masal anlatması, ninni ya da şarkı söylemesi çok önemli. Aile bütün gün bebekle konuşursa bebeğin dil gelişimi oldukça hızlı gelişir. Bu yapılmadığı takdirde de bebek geç konuşur. Burada da hızlı müdahale edilmezse bu bebekler ileride az konuşan, kendini iyi ifade edemeyen, sosyal becerileri az gelişmiş erişkinlere dönüşebilir. Bu da yaşam boyu hayatlarını olumsuz etkiler" dedi.
2 YAŞINDAKİ BİR BEBEK YAKLAŞIK 50 KELİME KULLANABİLMELİ
Dr. Seçkin, "Bebek anne karnında annesinin sesini tanır. Doğumdan sonra ilk ses ağlama, 2-3 aydan itibaren agular, 5-6 aydan itibaren baba, mama gibi 5-6 tane farklı heceleme, 10 ay-1 yaş civarı 1 kelime, 2 yaşa geldiğinde ise yaklaşık 50 kelime söylemelidir. Dil gelişiminde kelime öğrenme kadar telafuz ve gramer de önemli rol oynar" dedi.
"2 yaş civarında 50 kelime söyleyemeyen ya da ikili cümlelere başlamayan çocuklar 'geç konuşuyor' olarak kabul edilir" diyen Seçki, sözlerine şöyle devam etti: "Bu çocuklara hemen müdahale edilmelidir. Konuşma terapisi ne kadar erken başlarsa çocuk o kadar hızlı arayı kapatabiliyor. Geç kalındığında bu aranın kapanması oldukça güçleşiyor. Bu çocukların üçte biri birden açılıp mükemmel konuşmaya başlıyor. Diğer üçte biri sesli okuma ve yazmada sorun yaşıyor. Diğer üçte birin konuşma sorunu ise üç yaşı geçiyor ve öğrenme güçlükleri yaşama başlıyor."
Geç konuşan çocuklara işitme testi yapılması gerektiğini kaydeden Seçkin, "Hatta doğumda taranmış ve duyma testini geçmiş çocuklara da yeniden duyma testi yapılmalıdır" dedi.
ÇOK KONUŞULAN BİR EVDE YAŞAYAN ÇOCUK DA KONUŞKAN OLUYOR
Televizyon ve ekranların dil gelişimine yardımcı olmadığını belirten Dr. Şirin Seçkin, şunları söyledi: "İlk üç yılda çocuklar ebeveynlerinin konuşmasını, giyinmesini, yemek yemesini ve daha birçok olayı tamamen taklit ediyor. Çok konuşulan bir evde büyüyen çocukların dil gelişimi ve kelime hazinesi, çocukla hiç konuşulmayan evlerde büyüyenlere göre en az üç kat daha fazla gelişiyor. Bu fark maalesef okul, dersler, kitap okuma ile daha sonradan kapatılamıyor, onun için ilk üç yıl ailelerin çocuklarıyla konuşması, onlara kitap okuması, masal anlatması, şarkı söylemesi gibi her çeşit yakın kurdukları sosyal bağ dil gelişimlerini çok hızlandırıyor. Uygun koşullarda büyüyen çocuklar ilk üç yıl en az 45 milyon kelime duyuyor. Halbuki uygunsuz koşullarda büyüyen çocuklarda bu sayı 15 milyon ya da daha az kelimeye denk geliyor. Bu aradaki 30 milyonluk kelime kaybı, çocuğun algısal ve zihinsel gelişiminde oldukça büyük bir rol oynuyor ve bu fark sonra maalesef ileriki yıllarda kapatılamıyor."
"EBEVEYNLERİN BİRBİRLERİYLE NASIL KONUŞTUĞU DA ÇOCUĞUN DİL GELİŞİMİNİ ETKİLİYOR"
Ebeveynlerin çocuklarıyla nasıl konuştukları kadar kendi aralarındaki konuşma şeklinin de dil gelişiminde önemli olduğunu ifade eden Seçkin, "Sürekli kavga eden, birbirine oldukça alaycı, aşağılayıcı veya tehdit edici konuşmalar yapan ebeveynlerin çocuklarının dil gelişimi yedi kat daha fazla gecikiyor hatta daha önce konuşan çocuk olumsuz çevre koşulları nedeniyle konuşma gecikmesi yaşıyor. Uzun bir müddet suskunluğa giriyor, daha sonrasında da olumsuz koşullar devam ederse dil gelişimi kalıcı olarak epeyce olumsuz etkilenebiliyor. Bu yaş grubunda seçilen kelimelerin yanında dilin tonu, mimikler ve vücut dili de çok önemli rol oynuyor. Çocuğun kendini ifade etmesini, cesaretini kıran ebeveynlik tutumları da çocuğun dilini oldukça olumsuz etkiliyor. Alaycı, çocuktan fazla beklentisi olan hiçbir şeyi beğenmeyen ebeveynlerin çocukları maalesef geç konuşuyor."