Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çalışma hayatının sorunlarıyla ilgili rapor sundu. Atalay, işten çıkarma yasağına rağmen işverenlerin işçileri ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller kapsamında haksız bir şekilde işten çıkardığını, ücretsiz izin uygulamasının tehdit aracına dönüştüğünü söyledi,
17 Nisan’da başlayan işten çıkarma yasağı 17 Mart’a kadar uzatıldı. İşten çıkarma yasağı döneminde işveren sadece ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerde işçiyi işten çıkartıyor. Bu durumda da işçi ihbar ve kıdem tazminatı alamıyor, işsizlik ödeneğinden yararlanamıyor. İşveren işten çıkarma yasağı döneminde istediği işçiyi, rızasını almadan ücretsiz izne çıkartabiliyor. Bu konuda hiçbir sınırlama olmaması dolayısıyla aylardır ücretsiz izinde olan işçiler bulunuyor.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile dün akşam yaptığı görüşmede, işten çıkarma yasağına yönelik tüm bu suistimalleri içeren rapor sundu. Atalay, görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada şöyle dedi:
"İçinde bulunduğumuz Kovid-19 salgın sürecinde her türlü iş veya hizmet sözleşmesi, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler dışında işverence feshedilemiyor. İstisna kapsamında tutulan bu haller son dönemde bazı işverenlerce işçileri işten çıkarma yöntemi haline geldi. Özellikle sendikal örgütlenen işçilerin iş akitleri, bazı işverenlerce ilgili haller bahanesiyle feshediliyor ya da işçiler ücretsiz izne gönderilerek cezalandırılıyor. Ülkemizin dört bir tarafında binlerce işçi bu yöntemle haksız şekilde işten çıkartıldı. Bu şekilde işten çıkartılan işçiler işsizlik sigortası, ihbar ve kıdem tazminatlarını alamamakta. Ahlâk ve iyi niyet kuralları bahanesiyle iş akitleri feshedilen işçiler, bu gerekçe nedeniyle işsizlik ödeneğinden de yararlanamıyorlar. İşten çıkarma yasağı her yönüyle işçi aleyhine işliyor. İş Kanunu'nun 25/2. maddesi kapsamında haksız ve kasıtlı olarak iş sözleşmesi işverence feshedilen işçinin hukuk yollarına başvurup haklarını alabilmesi yıllarca sürüyor. Kaldı ki yargılama süreçlerinin tüm maddi yükü de peşin ödeme sistemi gereğince davasını kazanana kadar işçinin üzerinde kalıyor."
“NAKDİ ÜCRET DESTEĞİ ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNE YÜKSELTİLMELİ”
Ücretsiz izin uygulamasının salgın döneminde işçilerin işsiz kalmasını önlemeye yönelik önemli ve faydalı bir düzenleme olduğunu vurgulayan Atalay, buna karşın bazı işçilerin iradesi dışında ve onayı alınmadan ücretsiz izne çıkartılması nedeniyle uygulamanın mağduru olduğunu söyledi.
Nakdi ücret desteği uygulamasının sendikal örgütlenme olmayan iş yerlerinde özellikle kıdem süresi fazla olan işçilere yönelik bir tehdit unsuru haline dönüştürülmeye çalışıldığına dikkati çeken Atalay, "Bazı işverenler kıdemi fazla olan işçileri ücretsiz izne göndermekte ve aylar boyunca işe geri çağırmamakta, bu işçileri istifaya zorlamakta. Bu durumdaki işçiler, mevcut iş sözleşmeleri sona ermediğinden hukuken korumasız kalmakta" diye konuştu.
Atalay, nakdi ücret desteğinin bu yıl için günlük 47 lira 34 kuruş, aylık 1420 lira 20 kuruş olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"İşçi ve ailesinin bu ücret ile temel ihtiyaçlarını karşılaması, artan hayat pahalılığı nedeniyle son derece güçtür. İşçi işten çıkartılmamakta ancak yaşamını sürdürmekte zorlanmakta. Bu nedenle nakdi ücret desteğinin en az asgari ücret seviyesine yükseltilmesi gerekiyor. Aile durumu dikkate alınarak ödeme yapılmasının da isabetli olacağını düşünüyoruz."
Kabulde, çalışma hayatının diğer sorunlarının da gündeme geldiğini belirten Atalay, dile getirdikleri sorunların çözüme kavuşturulacağına inandığını kaydetti.