Konuşmasına "Bu toplantının hiçbir siyasi amacı yoktur" diyerek başlayan İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
- Bu ülkenin geleceğini riske atan bir durumla karşı karşıyayız. İBB olarak Kanal istanbul protokolünden çekidiğimizi ilan ettim. Kanal İstanbul ihanet değil cinayet projesi. 16 milyonun varlığına 82 milyonun güvenliğine yönelik bir felaket projesidir. Ne rant vaadedilmiş olsa da derhal vazgeçilmelidir.
- Kanal İstanbul projesi susuzluğa mahkum olmak demektir. 8 bin 500 yıldır varolan su kaynaklarını kaybedeceğiz. Devlet Su İşleri ve İSKİ raporları felaketin boyutlarını tek tek anlatıyor. Terkos Gölü'ne tuzlu su karışacak. Gölün ebediyen su kaynağı sıfatını yitirecek olması önemli bir ihtimaldir. Sazlıdere Barajı da tümüyle işlevsiz kalacak.
-Kanal İstanbul demek deprem riskini tetiklemek demektir. Cinayet demenin başka sebebi de deprem önlemi önceliği dururken can kayıpları kapıda beklerken bunu konuşmak bile cinayettir. Küçükçekmece gölünden fay hattı geçiyor. Deprem bu bölgenin değiştirilmez gerçeği. 11 kilometreden Kuzey Anadolu Fay hattı, 30 kilometre öteden Çınarcık fay hattı geçiyor. İnşaatlarla ortaya çıkacak yüklemelerin depremin şiddetini artırabileceği belirtiliyor. Bilim insanları hepimizi ikaz ediyor. Göre göre felakete neden davetiye çıkarıyoruz.
- Kanal İstanbul demek 82 milyonun sırtına en az 110 milyar liralık yeni vergi yükü bindirmek demektir.
- Kanal İstanbul demek İBB'nin sırtına 35 milyar liralık maliyet yüklemek demektir. Yapılmış arıtma sistemlerinin bazıları yok olacak. İsale hattının yerine 11 milyar lira ile yeni arıtma tesisi inşa edilmesi gerekecek.
- Kanal İstanbul demek İstanbulluları trafikte iki kat daha perişan etmek demektir. İstanbul ana ulaşım planlarında henüz Kanal İstanbul yok. Gelecek oluşumlarında böyle bir plan yok. Bu kadar hazırlıksız. İstanbul ulaşımına etkisini bile kestirmek mümkün değil.