Hadi gelin yemek yemeyi bırakalım, 10 günlük detoks kampı var gidelim ve tamamen arınalım. Arabamızı temizliyoruz, evimizi temizliyoruz, vücudumuzu da temizlememizden daha doğal ne olabilir ki. Çok da cazip tüm yıl istediğimiz gibi besleneceğiz, sonra gidip 1 haftada vücudumuzu arındıracağız. Milyonlarca liralık kocaman bir endüstri bizi detokslayarak, hastalıklardan kurtulacağımızı ve sağlıklı bir hayata kavuşacağımızı vadediyor. Peki bu ne kadar doğru, gelin birlikte karar verelim.
Prof. Dr. Derya Uludüz yazdı
Gün geçmiyor ki televizyon programlarında sosyal medyada bir Hollywood yıldızının elinde detoks içeceği görmeyelim, çorba içer gibi detoks modası var artık.
Ancak işin tezat yanı detoks diyeti önerenlerin çoğu doktor ve beslenme uzmanı da değil!
Detoks içeceklerinin sindirimi rahatlatarak vücudun yükünü azalttığı, organ tamiri ve vücut dengesini sağladığı iddia ediliyor.
Şok detoks diyeti, haftalık detoks kampları sözlerine lütfen aldanmayalım. Mantığımızla düşünüp en doğru yolu bulalım. Bu içeceklerin vücudun detoks sistemine yardım ettiği yok, tersine vücudumuza zarar bile verebilirler.
Peki detoks diyeti neler yapabilir?
-Siz yemek yerine bitki suyu içmeye başladığınızda, gerek olmadığı için tükrük bezi salgınız azalır ve ağız içinde enfeksiyonlar başlar.
-Sindirim sisteminde ihtiyaç olmadığı için enzimler salınmaz ve kampların sonrasında ciddi sindirim sorunları başlar.
-İçinde bolca lif ve vitamin ihtiva eden meyve ve sebzeler, suyu sıkıldığında lif ve bazı vitaminlerini kaybeder. Liflerin özellikle de erimeyen kısmı kaybolur ki bu sindirim sisteminin hareketlerini dengeleyerek kabızlığı önler. Vücudumuzdan toksin dediğimiz zararlı maddelerin atılmasında en önemli nokta kabız olmamamızdır. Meyve ve sebze sularını yaparken genellikle kabukları soyulur, kabuklarda flavonoid, kanotenoid dediğimiz sağlıklı maddeler var ve onları kaybedersiniz. Vitaminlerin büyük bir kısmı da kaybolur. Bitki suyu dediğimizde muhtemelen birkaç vitamini olan şekerli suyu içiyorsunuz. Mideniz zaten harika bir bitki suyunu çıkarma makinesi, bırakın işini yapsın.
-Bitki suları, özellikle de meyve suları şeker içerir; 'Kilo veriyorum, toksin atıyorum' derken çokça fruktoz alırsınız. Fruktoz karaciğer ve pankreasta yağlanma yapar. Fruktoz vücutta trigliserid dediğimiz yağa dönerek saklanıyor. Kan şekeri ciddi artar, insülin hormonu çalışamaz hale gelir. Diyet yapıyorum toksin atıyorum derken daha fazla kalori ve kilo alırsınız.
-Sebzelerde şeker yok sanmayın patates, pancar, soğan, bezelye, mısır, kabak, havuç hepsi belli oranlarda şeker içerir.
-Muz, kale içeren meyve ve sebze suları böbrekte potasyum miktarını artırır ve böbreklere zarar verebilir.
-Meyve suyu içindeki lifleri kaybettiği için, kişi onu içince beyin doyduğunu hissetmiyor, 1-2 portakal yerseniz doyarsınız ama bir bardak portakal suyu içince 4–6 portakal yemiş olursunuz ama doymuş hissetmezsiniz. Aldığınız şeker vücudu yorar. Vücudunuz çiğneme üzerine yapılanmıştır. Yediğinizde daha tok ve daha tatmin olursunuz.
-Siz meyve, sebze yediğinizde çiğneyip yutarken lifler sayesinde bir jel yapılır. Bu da bitki şekerinin kana geçmesini ve karaciğere yüklenmesini azaltır. Ama meyve suyunda bu olmaz ve karaciğer ile pankreasınız şekerli meyve ile bombardımana uğrar.
-Sebze suyu içerken, bunun bir sürü ilaçla etkileşebileceğini, siz de hormon dengesizliği (hipotiroidi-ıspanak) yapabileceğini unutmayın. Hele ki diyabet hastalığınız varsa tüm bu bitki sularından uzak durun.
-Detoks adı altında kampa girip, bağırsak temizliği, bitki suları, gevşeme sporları yaparak nirvanaya erişmiyorsunuz. Düşük kalorili gıda, sıvı kaybı ile vücudunuzun ödeminizi çözüyor ama unutmayın vücudun protein, karbohidrat ve yağa dengeli şekilde ihtiyacı var. Kendinizi kısa bir süre sonra karbonhidrata saldırmış ve kilolarınızı geri almış görmeniz kaçınılmaz oluyor. Ayrıca yapılan bağırsak temizliği ile bütün bağırsak florasını ve sıvı elektrolit dengesini bozuyorsunuz.
Unutmayın bir bilim insanı -doktor- size salatalık suyu gibi içecekleri detoks tedavisi olarak reçete etmez!
Bir de etrafta detoks bantları pazarı var; cildinize yapıştırıyorsunuz bir süre sonra rengi kahverengiye dönüyor. Bu renk değişince vücuttan zararlı toksinler atıldı deniyor. Bu doğru değil. Bantların içinde kimyasallar var, vücut nemi ile etkileşip renk değiştiriyorlar, yani bu renk vücuttan çıkmıyor.
Vücudumuz öylesine güçlü bir toksinden arınma sistemine sahip ki dışardan hiçbir müdahale yapmanıza gerek yok. Karaciğerimiz, bağırsaklarımız, lenf bezlerimiz tümü bu iş için gece gündüz ara vermeden ahenk içinde çalışıyor. Siz stresten, çevre kirliliğinden uzak durun, bol su için ve Akdeniz tipi çiğneyerek sağlıklı beslenin yeterli.
Kaynak.Habertürk