İklim değişikliğinin Türkiye’yi etkileyecek bir sorun olduğunu belirten Prof. Dr. Çiçek, “Bu da Türkiye’deki sıcaklık artışları, yağış azalışları gibi durumları doğuruyor. Ama kuraklık gibi bir sorunu kuvvetlendiriyor; yani yoktan var etmiyor. Zaten Türkiye gibi bir ülkede, Türkiye’nin bulunduğu kuşakta kuraklık doğal bir unsur. Hatırlayınız; 2007-2008 yıllarında Türkiye’de çok büyük bir kuraklık vardı ve Ankara’da Kızılırmak’tan su getirme projeleri üretiyorduk. O yüzden Türkiye’nin bulunduğu kuşakta kuraklık bir yazgıdır” dedi.
‘TÜRKİYE’DE YAZ KURAKLIĞI KAÇINILMAZDIR’
Prof. Dr. Çiçek, Türkiye’de kuraklığın esasında kış kuraklığı ile birlikte ortaya çıktığını belirterek, “Çünkü, Türkiye’nin zaten iklimi yaz kuraklığına adapte olmuştur. Türkiye’de yaz kuraklığı kaçınılmazdır. Kimse Türkiye’de yazın yağış beklemiyor. Türkiye’de beklenen yağışlar, tarım, baraj ve akarsular için gerekli olan yağış kış yağışlarıdır. O yüzden de şuan bizim sorunumuz yağış getiren sistemlerin Türkiye’ye gelmesinin engellenmesi.
Bu nasıl oluyor; Türkiyenin güneyinde var olan yüksek basınç sistemleri kuvvetlendiği zaman bu Balkanlar’dan gelen ‘soğuk hava dalgası’ diye adlandırdığımız sistemlerin ki bunlar bize yağış getiriyor, kar getiriyor; onların Türkiye’ye girmesini engelliyor. Bu sonbaharda da bunların ekim, kasım aylarından itibaren Türkiye’ye gelmesi lazımdı; ama bu yüksek basıncın yarattığı blokaj nedeniyle bunlar gelemediler. O yüzden de biz sonbaharda şiddetli bir kuraklık yaşamaya başladık” diye konuştu.
‘OCAK AYININ İKİNCİ YARISINDAN SONRA YAĞIŞ VAR’
Prof. Dr. Çiçek, iklim değişikliğine bağlı olarak kuraklık ve yüksek şiddetli yağışların şiddetinin artacağını söyleyerek, şunları kaydetti:
“Yani biz daha sık kuraklıklar, daha şiddetli kuraklıklar, bunlarla aralanmış olarak da bol miktarda şiddetli yağışlar yaşayacağız. O yüzden iklim değişikliği bizde var olmayan bir kuraklığı yaratmadı. Var olan kuraklığın şiddetini, sıklığını arttırdı diyebiliriz. Şu anda bu durumu yaşıyoruz ve görünen bunun bu şekilde gideceği.
Yani durum bunun çok itici olmayacağını, kış yağışlarının beklendiği kadar olmayacağını söylüyor. Fakat bu ‘hiç yağış düşmeyecek, hiç yağış almayacağız’ demek değil. Mesela tahminler ocak ayının 2’nci yarısından sonra yağışlı, soğuk havanın Türkiye’yi etkileyeceği yönünde. Ama bu bizim derdimize derman olabilecek, barajların yüzde 20’nin altına düşmüş olan su seviyesini artırabilecek bir seviyede olmayacak. O yüzden de biz bu sene bu kuraklıkla beraber günümüzü geçireceğiz.”
‘ŞEHİRLEŞMENİN YARATTIĞI ISI SICAKLIK FARKINI ARTTIRIYOR’
Şehirleşmeye bağlı olarak sıcaklıkların arttığını belirten Prof. Dr. Çiçek, “Şehirler; küresel iklim değişikliğinin yarattığının daha üzerinde sıcaklık artışlarına sebebiyet veriyor. Bu sadece sıcaklık artışı olarak da karşımıza çıkmıyor; yağış koşullarını da değiştiriyor.
Dünyanın farklı yerlerinde yağış değişiklikleri şehirleşmeye bağlı olarak farklı oluyor. Mesela bazı yörelerde şehirleşme ile birlikte yağış değişikliği gerçekleşiyor ve azalıyor. Şehirleşmenin yarattığı ısı, ısı artışı havadaki kararsızlık dediğimiz yani havanın altı ile üstü arasındaki sıcaklık farkını arttırıyor. Bu da gök gürültülü sağanak yağışların artmasına sebebiyet veriyor. Ve şehirlerimizin bundan sonra kuraklıkla mücadele ederken taşkınlarla da mücadele etmesine sebebiyet veriyor. Ayrıca bu da şehirlerde kar yağışlarının azalmasına da sebebiyet veriyor” ifadesini kullandı. (DHA)