Sungurlu Barajı ilk kez 1954 yılında gündeme gelmişti. Kandıra’nın sular altında kalacak Akçaova ve Tekzen köyleri ile çevresindeki 16 köyü etkileyecek Sungurlu Barajı ile ilgili 2015 yılında Akçaova köyünde Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) toplantısı düzenlenmek istenmiş, ancak köylülerin engel olmasıyla toplantı yapılamamıştı. Barajla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen ÇED olumlu kararı da bölge halkının mücadelesiyle İstanbul 11. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Danıştay da kararı onamıştı. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 12 Ekim’de bakanlığa başvuru yaparak “Sungurlu (Çanak) Deresi üzerinde Sungurlu Barajı HES, Malzeme Ocakları, Kırma–Eleme Tesisi ve Hazır Beton Tesisi Projesi”ni tekrar gündeme getirdi ve ÇED sürecini başlattı.
HES KURULACAK
Bakanlığa sunulan ÇED raporunda mahkeme kararı göz önünde bulundurularak projenin yeniden hazırlandığı belirtildi. Maliyeti 263 milyon 85 bin lirayı bulan projenin Sungurlu Deresi üzerinde yapılması planlanıyor. Raporda dere üzerine 2 üniteli 1 adet hidroelektrik santral (HES) kurulacağı bilgisi de yer alıyor. Proje kapsamında kullanılacak arazilerin büyük çoğunluğu orman arazisi, geriye kalan kısımları tarım arazileri ile yurttaşların arazileri. Proje hayata geçerse mutlak koruma alanında kalacak araziler kamulaştırılacak. Proje kapsamında Teksen (Düzköy) ve Akçaova mahalleleri sular altında kalacak. Ayrıca özellikle mutlak koruma alanı içerisinde kalan Yorgalar Mahallesi, Kabaklar Mahallesi, Çalca Mahallesi ve Abdipaşa Mahallesi gibi bazı yerleşim yerleri de etkilenecek.
‘İNSANLAR TEDİRGİN’
Gazetemize konuşan bölge sakini Nazif Korkmaz “Bu baraj 18 köyü doğrudan etkileyecek ve bu köyler bir şekilde yer değiştirecek. İnsanlar yıllardır tedirgin. Burada yaşayan insanlara devlet hiçbir şey söylemiyor. Köylüler perişan olacaklarını düşünüyor. 5 yıl önce başlayan hukuki mücadele köylülere sevinç olmuştu. Mahkeme kararının ardından tarım faaliyetleri canlanmıştı. Şimdi yüzlerce insan tekrar projeye karşı yeni dava sürecine gidecek. Bu toprakların 900 yıldır yaşayan insanlar için hiçbir proje yok. Ankara’da apar topar yapılıyor bu iş. Barajı kesinlikle istemiyoruz” ifadelerini kullandı. “Bu projenin büyük toplumsal bir felaket olacağını düşünüyorum” diyen Korkmaz şöyle devam etti:
ORGANİK TARIM İSTİYORUZ
“İstanbul’a da faydası yok. Ispanaktan felaket çıkıyor, görüyorsunuz. İstanbul’un da temiz gıdaya ihtiyacı var. En güzel lahanaları burada yetiştiriyoruz. Bizim isteğimiz buraların organik tarım bölgesi ilan edilmesiydi. Hatta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan randevu alıp ‘Sizin halksüt projenizde sütü biz verelim’ diyeceğiz. Buraları barajla yok etmeyelim.”
Kaynak:Cumhuriyet